31 Aralık 2014 Çarşamba

37 comments

Bu yıl ...

Selam canını kızartıp yediğim okuyucu
Yeni bir yıla girdiğimiz ilk saatte seninle olmak isdim çünkü burası benim ikinci ailem gibi bir şey.Öncelikle yılın hangi zamanında olursa olsun benimle olduğunuz için sizi kocaman öpükledim ve size sonsuz saygılarımı gönderdim.

Annemlerdeyim ve altımıza sıçana kadar tıkındık bu yılda.Gerçi geçen yılda da aynıydık ondan önceki yılda da. Bizde yeni yıl kutlaması tv açılır ve etler,salatalar bilmem neler yenir içilir işte.Ve saat 12 olduğunda herkes birbirini öpükler yatılır.
Aha yattılar bilem..
Yıl bana kaldı.Heyecanlı mıyım.Biraz sanırım.Ama daha çok üzülüyorum çünkü 1 ıl daha yaşlandık...
Bu yıl neler yaptım.Eline düştüm okuyucu,Taşak geç benimle....
İdili yaptım ve o artık 8 aylık.
Sonra bayrampaşadan taşıdık evi.
Kıtkanaat yaşamaya devam ettik.
Kendime ne kattığımı düşündüğümde övünemiyorum.Ne yazık ki sana izlediğim dizileri,filmleri,cartları curtları yazarak egomu şişirmeyeceğim çünk onlar benim için marifet değil.

Hiç bir ülke görmedim.Kendi adıma bir adım ileri gittiğim tek şey annelik...
Geçen yıl gelirken hiç bir afilli dileğim yoktu ama şimdi var cancağazım.
O kitabı çıkarmayı diliyorum.Sonra kendi işimi kuracağım ya da sağlam bir işe girip eski bağımsızlığı elime alacağım.
Bir kaç ülke arşınlamak gibi bir fikrim var ama her şey paraya bakıyor bilirsin.
Mutlu muyum,beni hangi deli siktiyse öyleyim be...
Ailem sağlıklı,ben öyleyim eh sizlerde varsınız daha ne olsun...
Düşündüm dedim ki bu saatte yaz Plaza çünkü sen onlara değer veriyorsun.Bu yüzden bir şeyler yazdım sevdicekler...
Hepinize güzel bir değil birlerce yıl diliyorum...
Çok tatlı insanlar tanıdım burada,kendinizi bana tanıttığınız için çok teşekkürederim...Sizleri seviyor ve kocamaaaaaaaaaaaaaan öpüklüyorum....

29 Aralık 2014 Pazartesi

16 comments

Bu evrenin kuralı ''veren kazanır''

Selam canımı yerinden söküp kalp diye taktığım pilin voltajı okuyucu
Boktan bir yazıya daha pisnillah.

Evet okuyucu.Gene düpedüz hayal kırıklığı,düpedüz kandırmacalı bir dünyada olduğumu anımsadığım dümdüz bok gün.Saat 02.58

Benim dinle minle alakası olmayan zavallı ailemde yaşayan kuzenim facebookta oğlunu bilmem ne sohbetinin bilmem ne ablası ile fotoğrafını yayınladığı samimiyetle başladım aslında.Antalyalara kadar gitmiş akıl fukarası iyi insan aramaya.Oysa iyi insan istese her yerde var derdim ben.
Bok...
Kuzen bildiğin atama için hacı anne olacak.Bir zamanlar sadece süphanekem allhım bir hamdik diyen kuzen.Valla bak.
Bunları sosyal medyada kullanması şefliğe taşıyacak işte...Babasını tanımasam teyzemi cin sikmiş diyeceğim.Kızım sen ne kafasını yaşadın yaw.Başarının sırrını nerelere öteledin,bamdik!
Neyse...

Okuyucu ben bir kitap yazmıştım.Malum bilirsin gazetecilik okudum.Hani bir yerlerden başlamak lazım dediğim bir araydı filan.Kitabımı ünlüüüüüüü bir yayın evinin baş editörüne yolladım.
Adam cidden baş çıkıp ilgilendi kitapla.Sonra telefoda kültür sohpetleri falan filan...Ben deli gibi kitabımı ne zaman okuyacağının derdinde.

Sonra bu çirkin editör beni gecenin onbirinde aradı günlerden bir gün.Kocam yanımda.Ulan dedim ,buna evli olduğumu söyleyecek fırsatım olmadı.Yoksam bu herif beni sikmenin derdinde mi.
Yok be kızııımmmm,aynaya bakmıştır herhal,onu geç öylesine bir abazanlığı editörlükle bağdaştıramaz.

Gece aradığında dedim ki
-Ülen ben evliyim.

Neyse..
Bizim kültür alışverişi devam ediyordu ki birden bıçak gibi kesildi.
Telefonlarımı açmadı.
Kitabım hakkında hiççççç bir bilgi vermedi.
Hiç bir şekilde geri dönmedi.
Ne kadar prof.bir yaklaşım değil mi?

Daha durrrrrrrrrrrrrrrr!
Asıl profesyonel yaklaşıma gelelim.Bugün öylesine bir blogda gezerken bir de ne göreyim!
Adam bana böyle bir kitaplığım var diye resim atmıştı.O kitaplığın önünde bir kız poz vermiş!
Hem de blogger.Hem de benim takip ettiklerimdenn!!!!

Siktir lan dedim ama kitaplık kitaplığa benzer değil mi.
Hatunun instegramına girene kadar bu polyana sikilmişliğini sırtıma yük alıp sayfaları gezdim.
Evet benim eski editör adayı.
Tamda benimle iletişimi kestiği dönemde...
Hım hımm demek ki karı düşürmek içinmiş o kitaplık.
Aferin düşmüş biri.

Sonra kadının bir yazısını gördüğümde beynimden vuruldum.Konu benim kitap konum.Ehhhh be sikerim.

Yeter hı.

Ulan bu memlekette beyin işlemiyor mu?Bu nasıl bir düzen!
Imm ımh veregen değilim diye
Nahı çekip ''Al sana kitap ''mı yapılması gerekiyor?

Çoh profesyonelsiniz çohhhh!!!!

En az kariyerini bereket duaları yollayarak edinmeye çalışan kuzenim kadar zekisiniz.

Tebriks

Öpüklerim...

25 Aralık 2014 Perşembe

16 comments

Hayat boktan.Gelme 2015 aynı boksun.

Selam çorba yapıpta mercimekliğini özünden ayırmaya çalıştığım oyuncu
Ay arada bir çok sinirli bir kadın oluyorum ya ve şu an o cadaloz halimle karşınızdayım.Annem bende kalıyor haftanın 2 günü.Amaç beni rahatlatmak.Sabahları saat 12ye kadar uyuyorum o geldiğinde ama bir hayli de huzursuzum.
Bana dakikada bir şunu yap Plaza,bunu yap demesinden hiçte hoşnu değilim.burası benim evim ya.

İnsanın kendine özgü bir alanı olmalı değil i.Ay hayatımın hiç bir alanında buna müsade etmiyor be.Çocukluğumdan başladı bu saygısızlığa yaş oldu 30 hala aynı.

Günlüklerimi okuduğunun hesabını sormamda bana ''kokoinman mı oluyorsun,eroinman mı yoksa gizliden orospu mu bilemm lazzımdı bir nevi denetim ''dedi.Eyvallah dedim.Çocuktum oda anneydi sorumluydu.

Şimdiyse olay boyut değiştirdi ama karışmalar aynı be okuyucum.Kocişin annesi 2 ay önce gelmişti ya hani.Buzluğa etli dolma atmış.Annmde ziyan olmasın diye pişirdi.Ay sarmayada bayılırım cidden ama ağzıma alır almaz öğürerek çıkardım.

Annem nesi var kızım filan demeye başladı.Sonra bu dolma nereden geldi be dediğimde ''buzlukta buldum,pişirdim''dedi.Ziyan olmasın diye bizi zehirleyecek!
Benim heriftede damak tadı diye bir şey oladığını anladım o dakika.2 ay önce kayınvalidem samsundan getirdi deediğimde benim kociş ''sen zaten dolmayı beyninde öldürmüşsün''dedi.Vay beni dolma katili...Katilim be tamam katil diyerek karşıdaki büfeden ayvlık tostu istedim.Ama cidden kocişin ısrarına dayanamadım.

Annem bugün neden dışardan yemek istiyorsun dediğin bendeki şarteller attı.Yahu isterim istemem.Ben sadece evladım evlat,kukla değilim ki iplerini parmağına geçireceksin de istediğin gibi dans ettireceksin.

Hala beni yönetmeye çalışıyor.Yaşım oldu 30.Bunun açıklaması ne?

Benim İdil kafasından fazlaca terleyen bir çocuk.Annem evin fazla sıcak olduğunu söyleyip söyleyip doğalgazı kapadı.Hava çok sıcak diyip verdiğim kıyafetleri değil kendi beğendiklerini giydirip dışarıya gezmeye götürdü.Peki gece ne oldu?İdil fışır fışır nefes alamadı.Tüm gece uyuyamadım.
Az öncede saldırdım yeter diye.
Ay bir parça rahatladım ama sanırım sigara içemediğimden ((malum oda annem bilmiyor diye'' hala kudurganım .Sanada çatmayayım.Kal sağlıcakla

ps:Bak öpüklerim diyemedim :(

22 Aralık 2014 Pazartesi

16 comments

Blog okuyarak sancılanmak..

Selam bulguruna su eklemeyip pilavlıktan alıkoyduğum okuyucu
Eminim özledin beni.
Ben sizlerin sessiz takipçisiyim şu sıralar.Biliyorsunuz işte,yakalandım.En son annemin günlüğümü yakalamasında ağlıyordum.Kendimi ihanete uğramış hissettiiriyor .Ne varsa benim hayatımda ,neden merak ediyorlarsa.Sanki gizli bir örümcek kadım.Ne var yani okuyabileceğin ne ne ne?

Ben makarna nasıl yazılır onu yazmıyorum okuyucu ya da kullandığım güneş yağının açılımını sunmuyorum.Okuduğun boktan satırlar benim yaşadıklarım,hissettiklerim.Ailemden biri gördüğünde bu yüzden ister istemez bir adım geriliyordum ki .
Dur dedim kendime.Bu benim günlüğüm bu benim hayatım.Onların özelime sızan saygısızlığını sikerim.Bana ne ,ben yazmakla ayıp etmiyorum ki onlar okuyarak rezilliklerini gösteriyorlar.
Varsın okusunlar...
Sikerim.

Yepyeni bir yıl geliyoror okuyucu.Ben hiç sevinmiyorum ama valla bak.Bir resklamdaki herif ''bana amca dediler dediler dediler''diye zırlıyor ya.Aynı ruh hali beni de sikti.Bu halimi kaldırıp rafa sokmak için saçımın alt bölümünü maviye boyadım .üstü ise pembe.

Menepozu istemeyen orta üstü yaştaki insanlar gibi düşünebilirsin.Ayy ruhum 17 anacım sdfg.Ha bu arada kilom 66 <3
Bilirsin diyet miyet olaylarına girdim.En son 72 idim ve şu anda buna inebildim.Çünkü İdil 8 aylık.İlk 6 ay kesinlikle diyet yapılmıyordu.Şimdi bile ağır bir diyet yapamıyorum.
Bu arada belim tutuldu.3 gün ağlaya ağlaya döndüm yatağın içinden.Kızımı kucağıma alamadım ve o süreçte birbirimizi çok özledik.İdilin bana olan bağlılığını gördüm biliyor musun o 3 günde .Odama gelip ''Anneeeee mem ''diye ağladığında anne olduğumu bir kez daha hissettirdi sıpam bana.Bu arada yaptıracağım 3 dövme var.Yz gelmeden yaptırsam süper olma mı :)

Annelik çok güzelmiş.Yaz geçsin belki bir tane daha patlatırım ha :) Aasd.Patlatırım dediğim çocuk ha,akla başka bir şey gelmesin.Bu defa salak gibi 20 kilo almayacağım ama.Ay insan pörsüyor anacığım.

Bana evlilik başka bir şey,çocuklu evli olmak bambaşka diyenlere selam eder götlerinden öperim.Bir siz doğru konuşmuşsunuz tezeklerine taptıklarım.İnsan daha ağır şekilde olgunlaşıyormuş cidden.

Bu arada listemdeki tüm blogları bir bir okuyorum,bilginize.Hepsine yorum yazmak gelmiyor içimden.Çok çok azınız yorum alabiliyor benden.His kadınıyım anacım ben.Yapılan böreğe nasıl bir his duyabilirim ki? Ya da tanıtılan kozmetik ürününe nasıl bir bağlılık duyabilirim?İşe yaramaz demiyorum elbet.Bazılarından faydalanıyorumda bilgi olarak ama ne bileyim işte.Bzıları da fena zaman kaybı.

Öpüklerim piliçlerim.

16 Aralık 2014 Salı

20 comments

Merhaba okuyucu!

Selam abdest alır gibi paçaları çemirlediğin yerin bar olduğunu unutan okuyucu


Belimde yakı ve götüme giren koca bir sancı.Üstelik sana günlerdir yazı yazmıyorum.Çünkü canım hiç ama hiç bir şey yapmak istemiyor.Koduğumun kışın rehavetinden midir yoksa gereksiz bir ruh sarsıntısı mı bilmiyorum.

Ha bu arada sevgili kardeşim blogumu okuduğunu biliyorum.Google fısıldadı saolasıca.Geçmişi silecek kadar zekisin de arama sayısına göre pencerenin öne çıktığını unutacak kadar gerzeksin.
Siktiğimin kardeşi Kechi! Bir daha okuma lan.
Sana şifremizi verip,bilgisayarı önüne serdiysek az kıymet bil oluuuuuuuuuuuum!

Makyaj tavsiyem sormuş:Kocan blogunu okuyor mu diye.
Eminim okuyordur.Kurcalamadık yer kalmadı ,don içimde dahil asd.
Ama uzak dursa mesela.
Rahat bıraksalar.
Amınıza koyiym sizin.
Annem günlüklerimi okurdu,sizin de mantaliteniz aynı çıktı :/
Çok yavşaksınız oluuuuuuuuuuuuuuuuum.

Valla şifrelerini patlatırım.
Kurcuklamayın.
Sıçcıklarım.

Evet sayın okuyucu.Bu da böyle bir yazı olsun.Sikerim...Sen benim ne aptallıklarıma maruz kaldın.Razı olsun yaradan/Amin.

Abdallıklar için başka bir yazıda pisnillah deriz.
Love u ;)

5 Aralık 2014 Cuma

32 comments

Mim o mim! Ben hazırladım o yüzden adı Plaza soyadı Kaşarı mimi ;)

Selam ilizyon yapmak isterken kafasını bedeninden ayırmaktan korktuğum için  seyircilere rezil olduğum okuyucu

Eminim özledin cicim ;)

1)Türkiye içinde bir yarışmaya katılman zorunlu olsa hangi yarışmaya katılırdın?

Ben bilmem eşim bilire katılırdım ben.Ve benim herifin ne kadar beceriksiz olduğunu görüp katıla katıla eğlenirdim. İdda ettiği bir şeyler olduğunda yapamadığımdaki sinir krizlerini görüp tüm insanlara ''aha ben de böyle bir kadınım''der kendimle taşak geçerdim. Aasd fikri bile eğlendirdi.

2)Dünya kütüphanesindesin ve sadece bir tane okuma hakkın var.Sonra tüm kütüphane yanacak ve başka kitaplara ulaşman 5 yılı bulacak.Hangi kitabı kurtarırsın?

Siktir et i kurtarırım ben. Ruhuma ve dilime en iyi gelen kitap bu. Düşünsene
-Hangi kitabı kurtardın Plaza
-Amannnn siktiret
-!!!!!
-Valla bak

Şaka bir yana mükemmel bir kitaptır ve önerimdir!

3)Büyük ikramiye sana çıktı.Ne yaptın seeeeeeeeeeen!?

Ben direk koruma aile oldum ve 3 çocuk aldım.Bağış mağış yapmam hiç bir kuruma cimriyim ben cimri! En büyük yatırımın insana olduğunu düşünürüm.O çocukları da iyi bireyler olsun diye aldım zaten. Belki içlerinden biri Einstein ın 20 yy versiyonudur ve harcanacaktır imkansızlıklarla.Falan filan.Gelelim sana!

4)Sevgiline yaptığın en büyük jest nedir peki ya annene olan en büyük jest!?

Ayyy ne kekoyum ya ben.Bir sevgilimin doğum gününde sokağa mumlarla adını yazmıştım gece yarısı karda! Götüm donmuştu götüm.Annem mi ?! Şu anda trip atıyor sen nasıl unutursun Plaza doğum günümü.Nerede kaldı benim ince ruhlu kızım diye.... Anneme yaptığım en iyi doğum günü hediyesi ise babam ve oğluma götürmekti :( Ayy ne kötü bir evlat olduğumu bu satırlarda anladım yaaaa.Elin oğlu için götünü dondur ,seni doğurup emek verene bir sinema bileti kadar değer ver pöfffffffft.

5)Var say ki cennettesin.Cennettinde ne var.3 şey söyle olduğu kesin olan.

Benim cennetimde küçük periler,tavuz kuşları ve şelale var mesela :) Ne kadar da salağım de mi.Hiç 30 yaşındaki bir karının cennetine benziyor mu bu be ?

6)Sence en kötü hastalık ne?Ne olmaktan korkarsın!!!!

Malig melenom. Bir kanser türü ve çaresi yok.Vücuttaki bir ben ile kendini gösterebiliyor.Kaşındırarak,süründürerek,hafızanı alarak seni öldürüyor :(

7)Aşkın en temel hissettirdiğği ne??

Aşkın bendeki yan etkisi bol hayal kurdurması.Bokum gibi hayaller....Allahtan artık evliyimde hayal gücümü farklı yerlerde kullanıyorum :)

Evvet okuyucu.Okudukların benim kendimi buluş şeylerimden bir şeyler.Şimdi seni bulalım,azcık göt gerektiriyor ama...Olsun hadi bakam.

+CEREN DEREN
+Dördüncü Tekil Şahıs
+GRİ K.
+Nermin Güngör
+Nihal Baysal Koçer
+Kübra Z.
+Muptezel
+Uzun Lafın Kısası
+O da Var Buddha
+Pontinin Takıları
+cam misket
+Miss Tiffany
+Lady Witch


Şimdilik benden bu kadar.Daha da mimlerdim ama çevreler ortak olunca acıdım yazık belki sizlerde birilerini mimlersiniz hepsini yapmayayım dedim!Öpükleriiiiiiiiiiiiiiiiiim <3

1 Aralık 2014 Pazartesi

21 comments

Beni siken düşünceler...

Selam fındık ezmesi sanıpta tereyağı kıvamında kıllar soktuğum okuyucu
Özlesen de bendesin özlemesen de .....

Bendeki psikoloji şu sıralar azıcık göt.Aklımda geçmişimi yazacağım bir blog fikri fingirderken,hani yazarsam geçmişimdekileri hatırlar kendimi azıcık affederim diye diğer yanım bızzık bızzık ediyor ,arada kaldım.

Kocamla aramda geçenleri sana hiç yazmıyorum değil mi?Evet....Bok gibi...Birbirimize küsüp duruyoruz.Adamı çileden çıkartan bir karıyım ben ve ne yazık ki bundan artık utanmıyorum.O beni psikopat bulurken ben onun akıl hastanesine yatması taraftarıyım.Gel gör ki sonrasında akıl hastanesindeki hemşireleri siker korkusu ve doktorları fıttırtır endişesiyle bu fikri içime sokmaktayım.

Arada bir ayrılsam mı lan sikerim böyle evlilik mi olur diyip sonra lan erkeklerin topuna sokim hepsi aynı bokun püsküllüsü diyip girip koynuna sevişiyorum.Anlayacağın ben de pek sağlıklı ruh hali içermiyorum.Lütfen çocukların ulaşamayacağı yere koyun beynimi.

Ayrılma fikri depreştiğinde arkadaşlarımın kocalarını dinliyorum.Bunların hepsi ayrı manyak ayol ,en iyisi ben benim deliyle idare edeyim diyip kuyruk kıstırıp ,ağzımın salyaları döşüme şaşkınlıkla akarken kendi derdimi unutup,arkadaşımı kocasından ayırmaya çalışıyorum.Senden naber dediğinde derdimi anlatamıyorum.Çünkü benimkisi onlarınkinin yanında bildiğin maden.Yani onlarınkisi çikolata şeklinde altın benimkisi gerçek,o derece.

Yazık la bize...

Biz ki üniversiteyi okuyup dünyayı sikeceğimizi düşünen ideolejilerin sahibi.Biz ki felsefik akım mı yaratsak yoksa bedevi mi yaşasak yok anacım en iyisi bohem takılıp kamyonet arkalarında yaşamayı hayal eden gençlik....

Hepimiz evli ve kucaklarda en az bir bebe.Tahmin ettiğince hepimiz ayrı sikik ve ne yazık ki ayrı silik olarak toplum içine karışmışız.En büyük atraksiyon birbirimizle taşak geçmek düşünsene!
-eheyyytt sen üniversitede sinema topluluğu başkanıydın !Naper basqan!
-Bana diyene bak Plaza ,68 kilo olmuş,10 gezegeni götünde çıkarmışsın sen sus yahu.Nerede o üniversitenin en sağlam kızı.

ps:Sanırım ben artık eski kaşarım okuyucu,karar verdim.68 kilo kaşar mı olur amk
ps 2: Bir zamanlar üniversitenin en güzel kızı olduğumu şimdi öğrenmeseydim,üniversitenin anasını bellerdim lan!Gidip sümüklü oğlanlarla çıktım.
PS^3 =>Mim hazırlıyorum,en merak ettiklerimden!

28 Kasım 2014 Cuma

30 comments

En bayıldığım Mim buydu ve bir hayli zordu!

Selam şapkasının altına fare sokup şapka içindeki tavşana sevişme imkanı sunduğum okuyucu
Şapkanıza bir tavşanda atmadım çünkü ürediklerinde beyninizi sikeceklerdi,bana yer kalmayacaktı.Yazık bana,neyse..
Özlem ?!

+Miss Tiffany beni çok şeker sorulu bir mimle şey etmiş,teşkür cicoş!

Bu gece öleceğinizi bilseniz bazı insanlara bazı şeyleri söylememiş olmanın pişmanlığını hisseder miydiniz? Peki, neden söylemediniz?


Yoooooooook beeeeee.Yalnı arkadaşa küçük bir para borcum var ve o arkadaşı da kaybettim. Onu bulmadan ve borcunu ödemeden ölmekten korkuyorum ya.

Günün birine çocuğunuzun doğduğu hastanede bir yanlışlık yapıldığını ve çocukların karıştığını öğrenseniz, kendi çocuğunuzla sizin büyüttüğünüz çocuğu değişir miydiniz?

Kesinlikle benim için yazılmış bir soru bu.Ben doğum yaptıktan sonra doğurmanın sadece fizyolojik bir eylem olduğunu anladım.Annelik başka bir şey.Anne olabilmek!!!!
Onu gerektirir bunu gerektirir diye bir şeyler zırvalamayacağım elbet ama göt gerektirir bu kesin.Yani bedenimden çıkan benim sikimde olmaz emek verdiğim,sahip çıktığıma anneyim ben.Bu yüzdendir ki koruyucu annelikte yapmak istiyorum İdil biraz işimi kolaylaştırınca ;)


*Hayalinizi süsleyen bir yerde bir hafta tam pansiyon, harika bir tatil için uçan bir kelebeği yakalayıp ayaklarını ve kanatlarını koparır mıydınız?


Onun bir haftalık ömrünü ben bir haftalık tatil için nasıl feda edeyim ya?Ya o kelebek olarak doğsaydım!!

*Bir yemeğe davetlisiniz ve önünüze tanımadığınız bir yemek konuyor. Tuhaf haline ve pek iştah açıcı görünmemesine rağmen tadına bakar mıydınız?

Ayy bakmazdım valla..En son 23 Nisanda Koreli bir çocuk evimize geldiğinde şekerli bir şeyini yemiştim.Kerttenkeleymiş!!!O gün bugündür daha bir ehemmiyetliyim.

*Sevdiğiniz biri için yalancı şahitlik yapar mısınız? Örneğin bir yayaya çarptığında direksiyonda dalga geçmesine rağmen çok dikkatli kullandığını söyler miydiniz? (anne, baba, eş, sevgili)

Ben bu sorunun cevabını ciddi anlamda bulamadım.


*Yetişme tarzınızda değişiklik yapma imkanınız olsa neyi değiştirirdiniz?

Mesela bir Fransız lisesini kazanmak için çaba harcardım lise sınavlarında.Sadece kendim için olduğumu hissettirip hissettirmemelerini umursamaz bunu kendim başarırdım.Yaşımın ilerlemesine gerek yoktu. Yetişme tarzımda bir farklılık olması bazında yapabileceğim bir şey yok açıkçası kimsenin olabileceğini sanmıyorum.

*Eviniz ve içindeki eşyalarınız yanıyor. Ailenizi, kendinizi ve köpeğinizi kurtardıktan sonra bir kez daha içeri girme şansınız var. Ne kurtarırdınız?

Mmm zor bir soru.Başka bir şey kurtarmaya çabam olmazdı. Benim dünya malıyla pek bir işim olmaz.Canlı olan şeyleri toplarım ve onların kayıplarına hyıflanırım açıkcası.Canlı bir çiçeğim olsaydı onu alırdım belki ama oda yok :)



*Yarın sabah başka birinin kimliğinde uyanma ihtimaliniz olsa bunu değerlendirir miydiniz? Kimi seçerdiniz?

Ben İdilin annesi olması için yerime kimseyi bırakamam.Ben bu bedende ve bu ruhta duyduğum için çok şanslıyım.


Şimdi gelelim zorlanmasını istediğim öpüklediklerime!
+Muptezel  yapsa mesela
+Dördüncü Tekil Şahıs da katılsa
+Kübra Z. özledim ben
+O da Var Buddha  öyle uzaktan bakmasa ;)

27 Kasım 2014 Perşembe

17 comments

Aşk

Kimi zaman yolda yürürken önünden giden şahısın parfümünü çaktırmadan içine çekmenle başlayıverir içindeki kıpırtı,kimi zaman gelmeyen otobüsüne küfürler yağdırdığın o durakta parmak uçlarına kadar titrerken ısıtır içini .

Göz ucuyla şöyle kısaca bakarsın.Sonra göz uçlarını ardı ardına gönderir farkında olmadan gözlerini kenetler ve bunu hatırladığın anlarda kendine kızarak ellerinle oynamaya başlar devam edersin.Şanslıysan bir kaç kelime konuşacak kadar bir aralık bulursun.

Ağzında mı atıyor kalbin? Yoksa ciğerlerinden oksijen filan mı taşıyor.Ne oluyor sana be !Vücudundaki durmadan gülümseme isteğini yanaklarını kasarak,kendini kasarak gemlersin. Arada bir kesikce baktığın simadan utanır,kulaklarını kızartırsın.

Yanında biri varsa daha da gürleşir sesin,daha da daha da...Sesini onun kulaklarına sokma çaban daha bir enginleşir ve daha bir gerzekleşir. Dışarıdan ne kadar aptalca göründüğünü diğer insanların bakışlarından anladığında artık kafan temelli yerdedir.

Çünkü toplumun içinde aşk duygusu rezilliktir ve rezil olmama güdüsü aşkın her zaman bir adım önündedir.

Not:Hiç böyle yazdığımı biliyor musun okuyucu,öpüklendin.
Not 2:Bu yazım stilime alışma,sikerim!

20 Kasım 2014 Perşembe

12 comments

Eski Aşklar -pltonikler

Selam körleri anlamak için dillerini kesip yanlış organmış diye hayıflandığım okuyucu
Özlemediysen de eyvallah....

Bugün eski aşkların  haritalarını ve krokileri çıkardım belleğimden.Hatırlatan kişi kocamdı aslında.Bilseydi beni bu kadar güldürüp eğlendireceğini kıskanır mıydı ex sevgilileri bilmem ,dinle bak.

İlk okulda Cihana aşıktım misal.Kulaklarından tahtayı göremediğim için aşık olmuştum ona.Öyle büyük ve kepçe kulakları vardı ki sanki o incecik bedenine bir tutam tutkalla montelenmişti. Kapkara bir çocuktu,incecik dudakları vardı ve arad bir altına kaçırırdı.Ona üzülürken çocukca aşık oldum ve sıra arkadaşıma fısıldadım .

''Sanırım ben Cihana aşığım Nihal''
''Olmaz Plaza olamaz çünkü o sidikli Cihan''
Parmağımı kaldırıp öğretmene ''Nihan Cihana sisidkli diyyooooorrr''dediğimde kendimi hıçkırıklar arasında buldum.Çünkü Cihanı korumak isterken ağlatmıştım.İlk aşkımın ağlamasına dayanamaıp ölesiye ağlamıştım. Öğretmen Cihanı çok sevdiğimi anlayıp ikimizi en öne oturttu ertesi ders.

Ve sonraki günlerde Çihana aşkım sidik kokusundan iğrenmeme sebep oldu.İlk başlarda ''olsunnn''dediğim koku beni bastı bastı bastı ve gene bir ağlama nöbetiyle ''Nihan senden çok özürdilerim lütfen Aynuru yanından kov ve beni al.Ciğerlerim çıktııııııııııııııııı''dememe sebep oldu.İlk aşkımdan böyle ayrıldım.

Orta okula geçtiğimizde ise Ersine vuruldum.Ersin anne babası doktor olan ve önünde öğretmenlerin bile saygı duruşuyla eğildiği bir veletti.Ama öyle güzel yeşil gözleri vardı ki.Çarptı beni denyo. İlişkimiz bana sakız atıp saçlarımı kesmemle başladı.Sevdiğinde şıpsevdi sakızlarını attığını düşündüm.Gülümseyerek kötü bir veterinerin elinden çıkan köpek gibi kırpılmış saçlarımla o yüzden onur duydum.

Fen dersinde defterime E harfini karalarken sıra arkadaşım Esra gördü ve ''Sen lezbiyen misin''dedi.Anlamını bilmiyordum o zaman lezbiyenin ama bilmiyorum lafını da çok sevmiyordum.Çok bilmişlikle evet kesinlikle lezbiyenim dedirtti bu duygu bana. Esra parmağını kaldırıp öğretmene ''Bu Plaza bana aşık.Yanından gitmek istiyorum .Az önce itiraf etti o bir lezbiyen''dediğinde gözlerim büyüdü.Kötü bir şey olduğunu o zaman çark ettim.Öğretmen ''Öyle misin''dediğinde anlamını bilmiyorum gene demedim.Diyemedim çünkü ben Ersine aşıktım ve o çok bilmiş bir veletti.Bilmiyorum kelimesiyle bana aşık olma ihtimlleri ortadan kalkabilirdi ve ben bu yüzden öğretmene ''olabilirim''dedim.
En ön sıraya mıhladı beni öğretmen ''Gözümün önünden ayrılma bakim sen ''diyerek. Anneme lezbiyenin anlamını sordum eve geldimde.Kadının kadına olan aşkı dediğinde başladım ağlamaya.Ne oldu dediğinde anlatamadım olayı.Nereden başlayacaktım,ne anlatacaktım ki...
Ertesi gün okula gittiğimde ön sıraya değil kendi sırama oturdum.Esra ögötü tavan yapmış halde gelerek beni kovmaya çalıştığında ''Sen aynaya hiç bakmıyor musun be.Lezbiyen olsam bile sana aşık olabilir miyim bu kıllarla.Kaşlarından gözün görünmüyor be ''diye bağırdım. Öğretmen geldiğinde benim lezbiyenlik mevzusu gene açıldı.Öğretmen bunları tartışmak için çok küçük olduğumuzu ve velilerimizin bölesi şeyleri yanımızda konuşmaması gerektiği hakkında nutuk atıp derse devam etti.Ersine aşık olma arifeme böyle nokta koymuş oldum.

Bümbüyük ümitlerle gittiğim lise de Tunç diye bir çocuğu gördüm.Tunç rengiydi kıpkızıl.Çilleri vardı ve gene yemyeşil gözler.İşte dedim Plaza lise aşkın.Gidip platform ayakkabı aldım ona güzel görünmek için.Ayakkabılar 20 cmlik bildiğin orospu ayakkabısı.Üstünde durmak zor zanaattı.Annem kızım bu ayakkabılarla bacaklarını kırarsın,pavyona mı gidiyorsun okula mı dedi umursamadım.Hocalar kenara çekip hiç yakımamış dediğinde inadına giyip giyip Tunca göründüm çünkü o ayakkabılarla bana gülümsüyordu.Şimdi anlıyorum neden gülümsediğini.Çok komik görünüyordum çünkü. 40 kilo 17o cm boylu liseli kızlar platform ayakkabıdan uzak durmalıymış.Her topuklu ayakkabı seksi durmuyormuş O dönem kim soktuysa benim küçük beynime ''topuklu ayakkabı seksidir''diye.Yeryüzüne salınan sayılı zebanilerden biri o,her kimse.Neyse....

Lise 2 de en yakın arkadaşıma sevgili ayarladım.Pek bir sevgili deisiydi ve sıra arkadaşım alperi kendimden uzak tutmak için ona yamadım. Alper benden 5-6 cm kısaydı ve o dönemde herkes sevgili olmak için can atardı. İkisi de pek memnun oldular bu ayarlama durumundan.Taa ki ben alpere aşık olana kadar....
Ateşle barut yan yana durmaz hacı,bunu ben lise sıralarında öğrendim ve en yakın arkadaşımın sevgilisini elinden alan kancık oldum.Ayrılmışlardı gerçi,ben alperi sözde şevkatli kucağıma aldım.Hahahaaaaaaaaaaaaa!!sonra da o beni kucakladı .
Alperin annesi değişikti.Böyle orospu gibi bir şeydi.Yani bak bunu ciddi söylüyorum ha!Hayatımda gördüğüm ilk canlı orospu o idi ve alper bana çok fazla enteresan geldi o çağda.Bildiğin orospu çocuğuydu be kime enteresan gelmez ki?

Gel gör ki onun psikolojisini hesap edemedim.Salaktım işte,kabul.Sonra üniversite geldi ve uzun bir ilişkiden sonra sayısız kahveyle seçtiğim bir adam.
Geldik bugünlere

Öpüklerim ;)

19 Kasım 2014 Çarşamba

2 comments

Beynim uyuşturucu almış denek bir fare gibi sersemlemiş...

Selam buharı kaçmasın diye elimle kapattığım halde zamanınsoğukluğuna yenik düşmüş sıcak içecek tadındaki okuyucum ;

Özlemişsindir be!

Hayatım bir külah dondurma benim.Üstüme renk renk tatları yüklemeden önce hep bir külah evresi yaşadım bu yaşa kadar.Yani böyle sessiz sükun bir dönem sonrasında renkleri ve değişik tatları toplama  evrem.
 Sikerim sessizliklerimi lan !Her birine yetemeye bilirim sizlerde buyurun efendim.Neyse...Bu kadar açık gönüllükten sonra gelelim benim boktan,sıkıcı,itici,sümsük yaşantıma.

Bu aralar bekar kafasında evli,evli bedeninde bekar ruhum arasında kelebek etkisi gidiş gelişlerimi oynuyorum.İyi mi ettim lan evlenmekle! Adam tercihim mi yanlıştı yoksa tercihim de mi yanıldım yoksa içimde gizli bir orospu var beni yoldan mı çıkarıyor.Bilemedim !

Bir kere ben ev kadını ruhuna ve yapısına uygun bir kadın değilim okuyucu.Amına koyim ki fazla entellektül kalıyorum şu dört duvarın arasında. Bizim herif ise bence fazla ben''cil''! Adam dönüpte lan bu karıya ne oluyor sankim ruhunu eşşeklere siktiriyor demiyor. İşe gidiyor geliyor,arada bir kavga ediyor sonra bir daha kavga etmeyeceği için söz veriyor. Sonra kavga etmeden küfrediyor.Sonra bir daha küfür de etmeyeceğini söyleyip söz veriyor.Sonra beddua ediyor kendisine.Sonra her şey basit bir plak gibi  başa dönüyor ve ben o sırada Allaha dua ediyorum ''lütfen Allahım yanlarına sidik bulaşmış yuvarlak  şekil bir klozet kapağı olsun ,lütfen bir gramofon olmasın''.Bu Plak tekrar çalmasın.Allah bana cevap veriyor ....

Biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiip!

Böyle işte.Ayaklarımın üstünde durma çabalarımı görmek yerine herifim körüklü tren kıvamında bana giriyor.Ayyy o kadar streslendim ki okuyucum normalde sana herifimle olan gereksiz kavgalarımı yazmam ama bunu bile yazdım.Neyse işte....Bir yolunu bulup annemle aramdaki şu  köprüyü kaldırmam lazım.Yani İstanbul boğazını!düşünsene !!!!O boğaz var ya o boğaz....Kim sana girsin dediyse zamanında Allah onu görsün asıl ,ciddiye alıp bana yerleştirmiş duayı kabul edip yahu aaaaaaaaa.

Neyse ya ,sikerim.Yazmıyom.Zaten canım sigara istiyor.Öpüklerim

14 Kasım 2014 Cuma

18 comments

Kendine gel

Selam gecesmi gündüzüyle değiştirmeyi teklif edipte red yediğim okuyucu
Bekarlığı özlüyorum

Küvetin içini suyla doldurup,mumlarımı yakıp,müziğimi açıp,tütsümü tüttürüp düşündüğüm zamanları özlüyorum. Aynanın karşısına geçip,kendime günaydın demeyi ve istisnasız her gün yüzümü yıkadıktan sonra göz kırptığım o sorumsuz günleri.Hayallerin bedava olduğu günleri özlüyorum.İçki şişelerinde kaybolup ,dans pistinde öylece zıpladığım günleri....

Dakikalarca ayna karşısında makyaj yapmak...
Hayattaki tek sıkıntımın fönümün altından dönen saçımın olması...
Ayakkabıma bulaşan çamura küfrü basmak...

Hayat zamansız okuyucu.Belki de bu satırları tamamlayıp yayınlaya tıklamadan kalbim duruverir,kimbilir.Nerede lan o carpe diem felsefem.Geri verin onu!O bana lazımdı amaaa!!!

İdil 8 aylık oldu.Ne de çabuk geçiyor zaman.Hiç bir şey yapmazsan boku yiyeceksin diyemeden ölüvereceksin be okuyucu,ne yazı değil mi?
Aslında üzülmemeliyim.Bir memurun ölüden farkı yok gözümde misal.Ya da nasıl yaşadığını düşünmeden geçen bir ömrün bir yosundan farkı...
Önümüze hep bir amaç iteklediler değil mi?Senin öyle mi bilmem ama benim malesef öyle. Hadi kızım lise,hadi kızım yürrrrrrüüü üniversite,eyvah evde mi kalacaksın hayda bre kocaya,amanın millete kısır mı dedirteceksin!?Yap çocukta aradan çıksın ,büyür gider((Gerçi İdili ben istedim ama söylemler işte))İşte okuyucu buradayım.

Tam da bu noktada. Birileri sözde bana yol gösterdi ve benim geldiğim nokta.Kaç kişi benden farklı ki bu dünyada?

Mesela kaç kişi sizi ilk kucaklayan doktor amcayla tanıştı?Ya da kaçınız işinize yaramasa da seviyorsunuz diye portekizce öğrendi ...

Boş ver okuyucu...Benim lafım kendime.Bunca zaman kendimi aramayı zahmet edemeyen kendime.Yani kendi kendime...

Sana lafım ne biliyor musun?

Anneler yalan söyler.Toplum kaygıları berbat bir şeydir.
Önce kendin varsın okuyucu....
Gel sana sen olduğun için sarılayım samimice.
Ama en dürüst halini ver bana,en yalın en duru halin olsun bu.
Egonu patlat nefsini körelt.

13 Kasım 2014 Perşembe

4 comments

Höyt oralara girrrrrrrr-meseydin iyiydi..

Selam ışığından  ağustos böceği diye sevdiğimde ben böcek değilim diye kızdırdığım okuyucu
Özlem bana ?

Uzunca bir zamandır ben bende değilim sen bende misin.Dıııııt yanlış....Sende beni bıraktın,hissediyorum.

Bana küfür et okuyucu,al kollarımı kır filan ama şu yalnızlık hissinden kurtar beni.Ağlatıyor meret...Ben eski plaza kaşarı olmak istiyorum.Tüm siyahlara gökkuşağı yansıttığım o sulanmış beynimi verin bana.

Okuyucu...Ben evlenmeden önce 7-8 kişilik bir arkadaş grubunun vazgeçilmez üyesiydim.Her birimizin farklı yetileri var bu grupta.Birimiz dünyayı gezer,birimiz fazla okur-izler((bu benim))birimiz önüne gelenle yatar ve anlatır ((kadın oluşu bunu cazip kılandı))birimiz antik kuntik bilgilere sahiptir filan ((koluna konan kelebeğin türünü söylemesi,camın nasıl yapıldığını anlatması gibi :))bla bla....

Eve gömüldükten sonra birilerinin de dediği gibi ev kadını ruhu sikti beni.Eve kapanıp asosyal,mal,gereksiz işleri(kastım ev temizliği vs...)başarı sayan bir boyuta taşınmıştı ki...Bizim gezgin Tuğçe gelene kadar...

-Fransada Işık festivaline gidiyorum Plaza ,çok orjinalmiş bak göstereyim.
-Dur ben mutfağın ışiığını kapatayım da festival şeklinde götüme girmesin fatura

Bak izle =>

Ayy ne güzelmiş T.
-Eee kızım bu hayatı sen seçtin. Gerçi bende koca bulsam çocuk yapardım ama ...Eee neler yapıyorsun evleneli sırra kadem hanım
-Hiç.
-Ciddi misin Plaza ,nasıl hiç! Ne oldu senin hung mektup yazdın mı?
-Hayır Bayan T
-Peki ya şu senaryonu
-Hayır
-Eeee kitabı yazdın ama değil mi?
-Yazdım ama sildim.Boktan olmuştu.Harcamak istemedim kendmi

Bir tokatla Bayan T nin suratına bakışlarımı değiştirmeden durdum.

-Neden yaptın bunu Bayan T
-Çünkü sen şu anda beyin amcıklaması yaşıyorsun.Bir şey yapmadan harcanacağını düşünecek kadar ne aldın kızım sen.Olsa olsa şoktasındır.
-Hıhıııı

-Bu arada Plaza ,ben askerden gelen kardeşinle yattım
-Ne.Hı hala beni deniyorsun değil mi?Tepki vermemeliydim
-Yokk ciddiyim,daha öncede yatmıştım zaten ama halletmemiz gereken bir sorun var
-Ne o deliği mi tutturamadınız
-Yok Plaza ,askerden sonra erken boşalma sorunu yaşıyor
-Nasıl yani!!!

Evet okuyucu .Kesinlikle kardeşini ehlileştir .arkadaşlarınla yatıp kalkmasın.Ya da yattıktan hemen sonra seninle buluşmasını engelle.Yoksa durum gördüğün gibi.Bendeki dudak sarkmış,yüzüm katırın olmayan şeyi kadar anlamsız.İçimden tövbe estafurullah yahu,dinlesem mi dinlemesem mi iç çekişleriyle

Hayattan aldıklarıın ya meraktan ya ya....tan oluşunun vgerdiği iç huzuruyla dinlemeye devam ettiğimde

-Bu bir sorun Plazaa değil mi
-Yani evet,türk erkeği sendromu gibi bir şey ama.Ya kardeşim lannn!Konuştuğumuz kişi frkında mısın
-evet doktora mı gitmeli sence
Bayan T!Ben ne bileyim hacı.Kardeşime sen bizim T ile yatmışsın .Eh performansında yetmemiş hani.Hadi yetmedi neden 3 posta yaptın mı dicem.Mal mısın.
-Yoook avrupaiyim!
-Sikerim senin avrupanı da ai nide eşşek .Kapa konuyu ne bok yersen ye.Git tedavini kendin uygula.Hem sen Andrew den ne zaman ayrıldın be.
-2 hafta önce
-Haa Plaza sorma.Beni havaalanında terketti köfteor.Siktirsin gitsin zaten çocuktu o.Bana evlenecek erkek lazım.
-Haklısın Bayan T
-Senin kardeşi evliliiği düşünüyor mu bu sıralar Plaza
-Yani bilmiyorum ama sanmam.Hem nasıl yaa.Senin tüm cinsel şeylerini hatta pozisyonlarını bilirken evlenemezsiniz değil mi
-Neden evlenmeliyim Plaza,bağnaz mısın sen
-Yok da yani bilmesek iyiydi yani.Göz görmeyince gönül katlanır filan durumu.
-Ben açık ilişkiden yanayım Plaza.evlendiğimde kocamın eline listeyi tutuşturucam.Şunla şu kadar çıkıp şunu yaptım diye.
-Maşallah açık ilişkilere!
-Sen 2 yıldır bildiğin taş devrine dönmüşsün hatunum yaa...Neyse...

Bayan T gittiktn sonra eski arkadaşlarımı birbir arattım.Baktım kim nerede ne yapıyor.İnsanda hani şöyle bir tık üstte olma isteği ve azmi vardır ya.Sanki tanıdıklarınız sizin gerinizde olsa siz dünyanın liderisiniz hissi.O fışkırttığım ruh halini kendime yakıştıramayıp bilgisayarımı küdürterek kapattım.Kendine dön Plaza...Kendine dön.Kendine...


11 Kasım 2014 Salı

5 comments

Orospuya dönmüş

Selam ayağının  bağcıklarını biririne bağlayıp ,yürümesine yardım bahanesiyle elinden tuttuğum okuyucu

Özlem var mı özlem...

Bugün geçmişten bir arkadaşımı aradım efil efil.Goggle benden yorulup ortaklık teklif etsin diye beklemedim değil yani.Bunca yıllık arama motoruyum böyle motor görmedim diyerek neyse....

Buldum onu....

Beli götüne yyapışmış o arkadaşın,üz kemikleri sözde verdiği resimdeki öpücükle pörtlemiş.Ay o bana ne kötülük yaptı var ya,ne kazık attı.

Üzüldüm ama yaaa,iyiden iyiye orospu kılıklı olmuş :/

PS: somalili götüne benzemiş dudakları
pS 2:Yetişkin içerik aklımda,Yarın söz gidiyor!

Öpüklerim :)

6 Kasım 2014 Perşembe

22 comments

Zordu ve Bitti

Selam yumurtasına omlet yapmak isteyipte civciv çıkar ümidyle çürüttüğüm okuyucu...
Günlerden Plaza Kaşarı ,azıcıkda mı yok özlemek?

Dur bir türk kahvesi soda kapıp geleyim be okuyucu.Azıcık dertleşelim ;)

Hadin pisnillah

Kayınvalidemle kocişim yıllar yılı anlaşamayan 2 tür imiş.Bu durum ben evlenmeden çooook uzun yıllar başlamış vesselam.Sabahın 11 idi kayın validem yatak odama daldığında.Ben o sırada 3.dünya savaşının başlamasına engel olmaya çalışıyordum rüyalar aleminde ki uyanınca savaşa başlamamışlardır umarım.Kayın validem telefona cırlayarak ağlayan İdilimi yatağıma verdi.Sonra yavaşca bayıldı.Hayatımda gördüğüm en enteresan bayılma şekli bu olduğundan ağzımın salyaları hala döşümdeyken gülmemek için kendimi tutamadım.Bir insan düşünün ki önce dizlerini yere koysun,sonra ellerini en son kafasını yavaşca yere indirerek bayılsın.
Utanma okuyucu bu bayılmaya bayılabilirsin.Gel gör ki ben kadını ayıltmak yerine başında kahkaha bombardımanına yenik düştüm.10 saniyede ayılan kayın validem :
-Ölsem cenazeme gelme,güle oynaya gömülmek istemem
dedi.Sustum.İçimdense ''weeeeeeeeeeeyyy koca kadın utanmıyor yalandan yere bayılmaya,boku bana kaldı gene ''dedim.
Elimi yüzümü yıkayıp dövünen kadının yanına gitmeye korktum.Çünkü elimde 7 aylık bir bebek ve bu dövünme eylemi onun ruh sağlığı için hiçte iç açıcı değil.Bağırıyor:
-Buralarda ölsem ,çürürüm beni gömen de olmazzzz wheeeeeyy ...
((Ayyy ölse neden gömmeyelim ayol,kokar be.Manyak mıyız yani :))

-Annecim bağırıyorsun gelemiyorum,İdilin kalbi küt küt atıyor.Bir sakin olursan dedim dışımdan.İçimdense ''bu insan ne kadar komik ağlıyor allahım.Tövbe ya,belki gerçekten üzülüyordur da neden göz yaşı yok!!!''dedim.

Lafım üzerine sessizce ağlama sesleri çıkarıp gözünden bir damla bile yaş akıtmayan kayın validemin yanına oturdum.
Tek sorum ''Ne oldu böyle ''idi.
Cevabı :''O hep böyle yapıyor,şerefsiz.Allah onun iki yakasını bir araya getirmesin.Kafir......''

Evet sayın okuyucu.Bir yarım saat bildiği bütün sıfatları nefesine ekledikten sonra beni aldı bir gülmek.Sebep? Ne olduğunu sormuştum yahu,beynim sikildi ama hala cevabı yoktu.
Kayın validem gözlerini pörtletip bana ''Saygısız,terbiyesiz,ahlaksız...gibi kelimeler saydıkca benim kriz 2ye katlandı.Gülmekten nefes alamıyorum lan.Ölecektim.En son ne zaman bu kadar kusursuz güldüğümü inan hatırlamıyorum.Beni gülerken gören İdilde başlamasın mı gülmeye.

-Annnnn nneee gik gik diye bildiğin kızımla krize girdik.

Kayın validem daha el kadar çocuğu bana karşı kişkirtiyorsun.Yazıklar olsun dedikce gülmem arttı arttı...İdili de alıp yatak odasına geçtim sakinleyeyim diye.Bana oradan bağırdı .

:Şimdi İnsilünün hepsini kendime vuracağım.Kendimi camdan atarım üstüne.
Bu kadın 54 yaşında!!
Bunu söyleyen insan mantıklı!!!

Çıkmadım odadan.Gülmelerim devam etti.Ne yapayım.Bir ara ses kesildi.İçim hop etti kendini atmış mıdır yaa diye.Sonra aklıma yalandan bayılması gelince canını ne kadar sevdiiğini düşündüm.İçeri gittiğimde sinirinden bir kova üzüm yiyordu.Abartmıyorum ha ''Kova!!!''

-O kocan olacak öküz sinirlerimi bozdu bak,bir kova üzüm yedim.Ben şeker hastasıyım.
-Ne oldu demeyeceğim bana ne ki.Ayrıca boğzaını tutmayıp üzümleri yedikten sonra ölürsende üzülmem anne .İnsanları suçlama yediklerin içtiklerin yüzünden.

Gene bir göz yaşısız ağlama senfonisi...Sözde boğazına takıla takıla o üzümler bitti anacığım.Sabah 11den akşam 8e kadar sikilen beyin benimdi.Hayatı boyunca yaşadığı tüm sıkıntıları bir günde anlatmaya karar veren kayınvalidemin çenesi rekaorlar kitabına girecek cinsten hızlı çalıştı.Tuvalete girdiğimde kapıda anlatmaya devam ediyor,su içmeye gittiğimde ardımdan geliyor.Düşün sahneyi.Ve ben o kadar yoruldum ki dinlemekten.Bir ara kendimi kaybedip ''Yeter anacım yeter öfff.Beynim iflas etti yahu.Kanser olursam sebebimsin,canıma mı kastın var ''diyerek saçlarımı dağıtıyordum.
Oysa  bunların hepsini içimden söyleyecektim. :(

Kocam geldi.Kayınvalidem ''yarın gideceğim oğlum''dedi.Kociş ''Benim yüzümden mi''dedi.Kadın ''karın beni dinlemeye bile tahammül edemiyor'' dedi.Benim dudak bir sarktı bunu duyduğumda.Mala bağladım lan.Kadın bildiğin beynimdeki suyu emmiş.Cevap veremedim.Yahu kayınvalidem utanmalı yemin ederim ,hayatımda ilk defa bir reaksiyon olarak bu tepkiyi verdim.Yaşım otuz!!!

Kocama dönerek tek kelime ''Gitsin''dedim.Gözlerim dolmuştu.Sesim titremişti.Haketmemiştim okuyucu!!!Tüm gün beynim 40 yılın abazasına verilmiş orospu gibi siktirdim.El kızıyım diye böyle muamele....

Sanırım evliliği azımsamışım.
Gitti ve bitti....

Öpüklerim.

27 Ekim 2014 Pazartesi

28 comments

Anne on kayınvalide out!

Selam beyin salatası yapıpta sakatat yemediğim için buzlukta dondurduğum cicikler
Özlemek ??

Bugün benim hayata yeniden geldiğim,evrene olumlamalar saldığım,incir ağacından ayva çıkardığım bir gün.Bugün benim doğum günüm dermişim.Yok lan şaka.Kaynanam gittiği gün yani doğum günümün yanında kıyafetteki kemer kadar küçük kaldığı gün.

Derin bir nefes alıp başlıyorum pisnillah.

Bizim kayınvalideyle görüşler, kutuplar tam zıt hacı.O kara çarşaflı ben kırmızı saçlı buradan başlar ayrım taa ki inanç sistemine kadar uzanır.Düşünsene deist bir geline sahip olduğunu ve kara çarşafla olduğunu.

Ben insanları kalplerine göre yorarım diyerek kaynanamı buyur ettim. Benim kociş hiç geçinemiyor annesiyle çünkü oda benim gibi ve anasına tam tezat ...
Neyse kandırdım kocişimi.O senin anan.O olmasa sen 1 saniye yaşayan basit bir sperm.Ayıp lo sövme anana diyerek kayın validemi çağardım.Çünkü ev temizlenecekti ve bir yardımcıya ihtiyacım vardı.Annemin kocası ve benden başka bir çocuğu daha olduğu için bir süreliğine izne ayırdım.Yazık 7 aydır bizdeydi,kadın.Anlayacağın aklımca kurnaz benim.Ba ba ba

Annesi geldi işte.Al bak torunun diyerek iş yapmaya kaçacaktım ki elindeki yarayı göstererek
-Bak şekerden ellerimde yaralar çıkıyor,tutamam ben çocuğu
-He anne o zaman ayağınla şu bebek şeysini sallayı ver madem de ((Lafımı götüme tıkarak))
-Ayy kızım benim ayağımda tırnak batması var,bastıkca acıyor.
((Değişen suratım ve yaınan kulaklarımla ))
-İyi tamam o zaman ben banyoyu cifleyeyim anne
-Yooook yemek getir,ben şeker hastasıyım.İğnelerim var 7 öğün yemem lazım!!!
-Neeeeeyyy((Feryat şeklinde bir şaşkınlık))
-Yok kızım ben sana külfet olmam bakarım kendime ben.
İçimden bir ohhhhh çektim.Neyseki bakar kendine.Bakarım derken kendi saçını kendi taradı mesela.Evde kızı tararmış.Ayak tırnaklarını eğilip kesemiyormuş mesela.Kızı kesiyormuş.Bakmak diyince ben kendi yemeğini kendi yapar sanmıştım.
Şaşırmayacaksın değil mi?Gene yanıldım.

-Sütlü kahvenden yap plaza kaşarı
-Oyy o salamı dür de getir
-Canım bi,r kısır istedi ki....

Ben İdil,ev temizliği,yemek,koca ve diğer boktan şeylerle mekik dokurken bana gülümseyerek beni siken kayın validemi tanıyordum.Ne kadar da salağım yaa,bir kocişe diyorum ki ''Anneyi yanımıza mı alsak ben çalışınca''

Yarrak alırım.
Ev kadını olurum daha iyi be.

Bu arada kredi kartı borcu baya bir patlayınca annesinin yanında borcumuzu söylemiş bulundum:
-Bok öderiz bu ay bu kredi kartını,ötelicez mecbur
-Ben düğününüzün fotoğraflarında bileziklerini gördüm
((Düğünümüze gelmediği gibi hiç bir akrabası da gelmedi annesinin!!!))
-Hıı evet o bilezikler bizim bu sene aldığımız yazlığa gitti,verdim babamlara.Zaten hepsini onlar takmıştı.
-Hııı
-Hıııı hı :)

Şimdi kayınvalidenin babadan kalma maaşı var tamam mı .1 milyar filandır herhalde bilmiyorum,Bu kızının yanında kalıyor ve sanırım maaşına göz diktiğimi düşündü borcu söyleyince.Mutfağa gidip geldiğimde bana anlattıkları:

-Ayyyy kocişinin ablasınında bir sürü borcu var,8 milyar kadar filan ev eşyası borcu.
-Hımmmm
-Bu üstümdekini başkasından aldım biliyor musun kızım üstüme bir şey alamadım 10 yıldır
-Hımmm ((Hımm bölümü benim!))
-Büyük torunumda 1 pantolonla büyüdü.Ay İdilin ne kadar çok kıyafeti varrrrrr

İşte bu nokta son oldu.Torunu 1 pantolonla büyümüş.

-Anne hiç bir çocuk bir pantolonla büyümez ya.Bence biraz abarttın.Marstan sosyal yardım aldığını söylemekle aynı şey bu.
-Ayy sen bana yalancı mı diyorsun.
İçimden evet dışımdan hayır dedim.İçimden yalanını sikim dışımdan mantığa aykırı da neyse dedim.

Yani kızı bildiğin bunu söğüşlüyor anlattıklarına göre.Neden Plaza dersen arabası var kızının ne bilim ben; hiç sevmem altın filan ama kolunda kolunun yarısını kaplicak şekilde altın bilezik görgüsüzlğüyle geziyor.

Ama maaşı olan annesine başkasının eskisini giydiriyor.Ve kayınvalidem tırnağını kestiği için onu övüyor asdef :)

Kayınvalidemin telefonu yok ve sıra bana ne zaman gelir bilmem dedi.Artık yuh dedim içimden,dışımdan hımmmmm.

Yok yok yok öfff o kadar sıkıldım ki bu laftan.Şöyle yokluk böyle yokluk derken annem aradı beynim sulandığı sırada.Benim özbe öz annem yani arayan kişi!
Konuşulanlar :

-Naber bebeğim
-Canım sıkkın anne yaa,gene ben cozutmuşum kredi kartında
-Hadi yaa,canını sıkmaya değer mi kuzum.Cozutma bir daha.Ama ver kredi kartının numarası
-Anne yaaa ((Utanarak söylüyorum bu kelimeleri çünkü hesapta evliyim ama annem hala götümü topluyor.Kadın benim ekstreleri düşünmek zorunda değil.Bak yazarken ağladım amk))
-Aile ne içindir bebeğim.Bir daha cozutma ama,elimin altında olmaya bilirdi.
-Annem saol yaa,atarım mesaj ben sana numarayı.
-Hadi başını ağrıtmayayım radyasyon yapıyor çocuğa da.Öptüm sevgilimi
-Ben de öpüklerim. pıt.

İşte konuşma bu kadar.

Annesinin yorumu :Siz neden annenlerin yanına taşın mıyorsunuz?
                               -Efendim!!!

O dakika karar verdim hiç bir şey yapmamaya.Ben bu dünyaya birilwrine kölelik yapmaya gelmedim.Hele de böyle muamele görüp enayi yerine koyulduğumu hissettikten sonra.
Heç....

Arayan kızının telefonunu açıp :
-Ay kızım senin dakikan biterse kalırsın ,dur oğlandan arayayım
dedi ya la!

Ya her şeyi geçtim.Be kadın torununu görmeye geliyorsun sen.Kalk bir çorba yap.Hiç olmadı,kendine yapıyorsun 5 öğün,1 öpün düşün di mi yaaa....
Allahım ancak kendi ve boğazı.Narsist kaynana hıh.Boğaz boğaz boğaz....Görmelisin yaa!

Evdeki üzümü yerken bana dönüp
-Ben kimsenin evinde üzüm yemedim.Çok severim.
dedi ,afiyet ettim.aynı İyi bir şey söyledi sanmıştım ben ya.Akşam oğluna
-Ben çok titizim,kimsenin evinde üzüm,prasa yemezdim .Burada yedim oğlum dedi.
-Çok sevindim dedi Plaza kaşarınız.Otursana be sümsük gelin.Ne atlıyon öyle kaynana lafına der gibi
-Kendim yıkadım ama
demesin mi.Tam da iyi bir şey söylediği yanılgısına düşecektim ki allah korudu yarappi.
-neden diğer vede yemedin o zaman.pis miydi?orada da kendin yıkardın...

2 gün öncede mutfakta benim kocişle tarhana çorbası yapıyor.((Yapamıyor,cıvık oldu ah katı oldu sesleri geliyor))Bağardım mutfağa doğru.1 bardak suya 1 kaşık tarhanaaaaaaaaaaaaaaaa
Mutfaktan benim taklit sesim geldi.Beynimden vurulmuşa döndüm yaaaa.
Kim olsa vurulur hani.
Önce kocama söyledim ''Anann taklidini beğendiysen bir tiyatroya yazılıp benim hayatımdan çıkabilirsiniz''.
''Aşkım ben refleks olarak güldüm ama anneme söyle bence bunu.O anam sen karımsın''
''Söylicem zaten başrole''

Annesine...

-Anne senin taklit yeteneğin var mı,mesela sürahi nineyi yapabiliyor musun
-Yoooook
-Aaaa dün mutfakta taklitimi yaptığını duydum da,bana hasmış sadece yeteneğin o zaman
-İftira atma kızım günahtır
-Anne ,bak benim inancımda kuluna değil Allaha konuşuyorsun.Çünkü biz onun yarattığı ve yansımalarıyız.Sen beni iftiracılıkla iftiraladın.Allah görsün boşver.Sen tesbih çek,namaza dur ok.
-Ay yaptım da kötü niyetli değil.

Bırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrak yaaa.Kaynanayla vıç vıç olmican yani bebişim.Yok bıç bıç dikiyorlar kekeni ;)
Öpüklerim.

Ha kayın validemin gidişini yarın yazarım,belim ağrıdı.Malum ev kadını tribal enfeksyonu.

25 Ekim 2014 Cumartesi

24 comments

Ben geldim ,b.k mu vardı diyeceksen he.

Selam bulgurunu ıslayıpta şişiremediğim okuyucu
Var mı bana bir parça özlem?
Ben çok özledim bu alemi.Gözüm internetsiz kaldı ve ben her gece televizyon denilen illet kara kutuya beddua ederek yaşadım.
Nerelerdeydin diyenlerin canını yerim ben,yer . Bayrampaşadan kurtuldum milletttt !!!!
Bommmm!!
Artık gaziosmanpaşadayım haaha ;)
Ora nere nan dersen eski evime 400 metre uzaklıkta.Yani bir ana yoldan karşıya zıplıyorsun ,bir ara sokağa giriyorsun oluyor sana farklı bir alem. Diyeceksin ki istemiyordun eski evin civarını.Kaçmak için her gece dua edip ,gördüğün serserilerin kafalarına yumurta fırlatıyordun seeeeen. Allah seni daha çok sever,iyi bir ev verir diye  diye yumurta çıkaran tavukların götü çıktı. Ama değdi.Kurtuldum.
Anladım ki işin sırrı lüks bir semtte değil huzurlu bir apartmandaymış.Ve evet ben o apartmana kavuştum sanırım.Alt katımızda çok tatlı bir hacı nine ve dede var.Üst katımızda 2 çocuklu,gürültüsü hiç eksik olmayan bir aile.Ama huzur var yaa .Bırakın çocuklar top oynasınlar kafamda,bırakın ip girdik,atlasınlar.

1 milyara buldum evi ve emlakcıyada o kadar para gaykıldık. Kocişle 8 milyarcık içe girdik yeni ev yeni heves diyerek ama kredi kartı ekstresi gelince adam gözünümü oysam bu karının kaburgalarını mı söksem gibilerden bir bakış attı bana.Aynı dakika kendi telefonumu kendim çaldırarak gene kendi kendime konuştum şizofren gibi.O arada beynimde muhasebe yapmaya çalışırken annem aradı.Kocamla bir bakışmamız vardı o saniye,görmelisin.Anladım ki kaburgamla yetinmeyip ciğerimi sökse yeridir.Helal olsun kocişime dedim ve bıraktım kendimi aleme.Dayak yemedim elbette bilirsin beni ama dayak yemeyi tercih ederim hani.Ne kontrolsüzlüğüm kaldı herifimin kelimelerinde ne görgüsüzlüğüm.Benim adam edepsiz kelimelerini ardı ardına sıralarken esneyince bir bağardı. Pöff.Pöff dedim ''Sanki bağarsan,konuşsan ekstereden siliyorlar,ben yatıyorum''

Bendeki rahatlık....

İdil hasta oldu taşınma arifesinde.Çok paramız yok diye sağlık ocağına götürdük bebişimizi.Doktor bir kaç ilaç yazdı ve çocuk ertesi gün kıpkırmızı oldu.Vücudunun her yeri kızamık gibi lekeliydi ve yanakları filan bildiğin pancar rengydi.Aldık hastaneye yetiştik ki doktor alerji teşhisi koydu.SAğlık ocağındaki doktorun verdiği ilaçları sorduğunda elimdeki isimlere bakınca ''Bunlar pensilin destekli ilaç.Bu kadarcık çocuğa verilir mi''dedi. Çocuğun penisiline karşı alerjisi var.Ve düşünsene ,ölebilirdi!

Aşı zamanı gidip o doktor bozuntusunun götünden kan alcam.Benim herif dövcem dediğinde dur dedim ama doktorun kapısından içeri orospu çocuğu diye girmeyi planlıyorum,nasıl fikir?!

Bu arada ben bu yoklukta bilgisayarıma soda döktüm.Herifim yaparım dedi,söktü,yapamadı.Her boku yapacağını sanıyor ,erkek ya.Vallahi sökmeseydi hala çalışıyordu o bilgisayar,neyse.Sonuç bilgisayar da almadım ama annem alacakmış acıdı bana. Yuppiii.

Bilgisayarımı kaybettim diye yanarken aniden telefonumda gitmesin mi. Şansıma sokim. Neyse ki annemin telefonunu da aldım elinden hoooop diye.
Ay fakirlik başa bela yaa .Kıçımdaki don la senza dan anamın telefonunu kullanıyorum,pöft. Neyse.

Yeni ev yeni hevesle ilk yaptığımız şey internet nakil işlemi oldu ttnetten.Etmediğim beddua kalmadı yaa. Adamlar yapamadılar 20 güne iyi mi!? Hattı kapattırıp yeni hat açtırdım hem de fiber hızla.O ara anladım ki ben istanbulun göbeğinde yetişmiş bir malım.Yalın İnternet kullanıp 73 tl ödüyordum şimdi 60 lira ödeyip telefon ve internete sahip oldum. Hem de 2 ay bedavaymış lann .Götünü nakil için paralayacağına gidip yeni hat alsana mal karı.Aynı gün açıyorlarmış be ya.Bu arada yalın internete yalın yalın ödediğim fazla paraları haram zıkkım etmekten de geri durmuyor götlerine girmesini temenni ediyorum.

Yeni evin nasıl Plaza dersen...
Sana bir ara fotolarını atacağım ama küçük küçük ipuçları vereyim bari.Kırmızı dolaplı bir mutfak desem.Yani çok şirin ve bana yeterli işte.

Aslında rezalet günler geçirdim ama burada sana anlatsam mı diye düşnüyorum yaa. Mesela şu anda bizde olan kayın validem hakkında konuşuyoruz kocamla.Aaaa kayın validem bizde söylemiş miydim?

Konu şu :
-Annenin mutfakta benim taklitimi yaptığını ve gülüştüğünüzü duydum
-Kötü niyetli değildi
-Doğrudur ama hoşuma gitmedi hiç
-Ben senin kocanım ,bana inanmıyor musun?Kötü niyetli değildi diyorsam öyledir.
-Hı hı haklısın koca-bok.

Burada bir iyi niyetli var.Oda plaza kaşarınız.
Öpüklerim.

Not:Daha yazacağım çok şey var elbet ama kociş geziyo,alan tehlikeli :P


20 Eylül 2014 Cumartesi

36 comments

Allahım yalvarırım yeter ya!

Selam göz yaşımı buharlaştırıp tuzunu ayırmayı denediğim okuyucu

Bildiğin ciğerim yanıyor...

Hürriyet Emlaktan Ahmet Y..... isimli ev sahibi görünen şerefsizi aramamla başladı her şey.Evet anladığın üzere bir kazıklanma hikayesidir bu. Fulyada bulduğum evi çok beğendim ve tutmak için uçtum resmen.Çünkü 1000 liraydı ve Fulyaya göre acayip ucuzdu!

Adamın meşgul telefonlarını kırarak ulaştım ve bu eve açlığımı gösterdim resmen.adam benden kapora istedi.Evi görmeden,evin varlığından bile habersizce sadece resimlere aldanarak kapora olur mu hiç? Olmamalı ama ümit dünyası işte. Adama ne kadar istiyorsun kapora dediğimde adam bana ''abla temsili bir şey olsun,mevzu bahis para değil''dedi. ''Maksat isim koymak''Elbette diyerek 100 lira yolladım. Nasılsa temsili sikerim diyerek. Bir de annemler nasılsa kalanını görünce vereceksin fazla yollama sakın diye tembihledi,neyse...

Adamı arayıp parayı yatırdığımı söylediğimde :
-Ne kadar yatırdın
-100 lira
-Abla 100 lira kaporamı olur sen 200 daha at
-Nasılsa hafta sonu hepsini vereceğim,ha 100 atmışım ha 500 ne farkeder ki
-Abla ben sizin caymayacağınızı bilemem ki 100 lira ne yahu ,sadece bir yemek parası
-Beyfendi kocama veriyorum bir dakika

Kocişten çıkan sesler:
-Ne demek paran mı yok 200 lira beyfendi,elbette var ama neden size güveneyim.Hem sizin için bu paralar önemsizse siz neden istiyorsunuz
-Kusura bakmayın ,daha fazla yollayamam .O kadar.

Telefon kapandıktan sonra adamı tekrar arayıp yolladığım parayı istedim.Aman abla 100 liranın nesini istiyorsun dedi bana.Senin gibi bir godoşu doyuracağıma gider bir çocuğun okul masrafına yardım ederim puşt demedim tabi. Çünkü bu para alın teri beyfendi dedim. Anlayana anlamlı tabi bu laf.

Annem dedi ki ''Dur bir de babana aratalım şu götleği.Bakalım ondan da para isteyecek mi.İsterse bil ki milleti söğüşlüyor.''
Tamam dedik ,arattık babamı.

Babama ev kirasını 800 liraya indirmiş ve babam bize dönüş yaptığında bildiğin uçuyordu.
-1000 liraya kira mı olur oğlum dedim ,bana 800 yaptı hatun.
-Eee kapora istedi mi
-İstedi tabi,sen evini göstermeden nasıl kapora istersin koçum dedim.Yoksa bizim saftiirikler para mı yatırdı!!!
-Yok be,bunlara da yatır demişte ,şüphelendik.Eee ne dedi başka
-Beni cumartesi 8 de bekliyor.


Bugün sabah paramı atacaktı hesapta orospu çocuğu.Atmadı!
100 liralık insan değilim ama nasıl çarptırıldım ya bir de neden beeeeeeeeeeeeeen!!

Adama ulaşmak istediğimde paso teelefonları meşguldü.allah bilir kaç kişiyi daha çarptı gavurun dölü.En sonunda ulaştığımda seni savcılığa vereceğim dedim.Ne dese beğenirsin?

''Güle güle''

E be adam bu da bana akıl parası olur ama Allahta senin belanı verir umarım.

Son bir ümit babama cumartesi dediydi ya hani! Yani günlerden bugün...
Adamın teefonu kapalı. Orospu çoculuğunun dik alası.

Mesleğin ne?
Sitelere uygun kiralık ilanı verip bir kaç kerkenizi düşürüyorum ağıma demiyorsa neyim.Öf adam beni enayi yerine koydun ya,sikin taşağın donsun emin.İşlevsiz kalsın her hücren.Puşt.
Kanını içsem soğumam hani.
Bu adam bende uyuşukluk yaptı diye kocişime bir şey anlatırken bilgisayarıma sodanın yarısını döktüm.Daha doğrusu bir baktım sodam hafiflemiş ama yer ıslak değil.Bilgisayarımı açmaya çalıştığımda kontak yapınca dank etti sodanın bilgisayar çindeki varlığı.

Neyse canım saolsun.

Her şey o orospu çocuğu yüzünden ama.
Saygılar.

Not:Bana enayi deme !


12 Eylül 2014 Cuma

25 comments

Kendimce Yaz'a Veda

Selam  iğnesinin pasına tetenoz  ilacı sürdüğüm okuyucu
Özlemişsindir beni

Bugünlerim öylesine yoğun ve acımasız geçiyor ki.Ne kimseyi okuyabiliyorum ne kimseden okunmayı bekleyecek kadar onurluyum inan. Çünkü ben ruhsal bir detokstayım diye bir yalan sıksam yermisin? Yemezsin.Ben yalan söyleyemem ya,detoks metoks değil.Bok gibi bir ruh hali içerisindeyim anla beni yaa.

Yılların yılı Plazalarda sürtmüş kaşarınız şu dört duvarda kendine olan saygısına osbir çekmekte.Ben hangi ara kendime acımasızca bunu yaptım yahu?Hangi ara kendimi türk kadını sendromuna sokupta bıyıkları,kaşları bıraktım.Hangi ara götümün 10.gezegeni oluşturacak kadar büyüdüğünü görmezden gelip aynalara küstüm.Hangi ara belimdeki yağ kütlesini ekvatorum saydım.Ne ara?!

Ben kendime nasıl bu kadar kıymış olabilirim. Düşündüm de tam 2 haftadır dışarıya çıkmıyorum.Alışveriş merkezine gittim gerçi,ruhsal bunalımım geçecekmişcesine 2milyarlık alışveriş yaptım.Gereksiz olan her türlü ıvır zıvırı alıp eve döndüğümde tuvalete kapanıp ağladım.

Canım kocam ,hepsi de çok güzel ama ağlama dedi.Sustum.

artık bu evden bir şeyler yazmayacağım diye kendime söz vermiştim ama dayanamıyorum.Balkonumda akrep gördüm okuyucu.Ya inanmazsın belki ama inandığım tüm değerler üstüne yemin ederim ki gerçek bu. Ne işi var 4.katta akrebin.Ne işi?! Şansımı hagi ara bahtsız bedevilere siktirdim ben !

Taşınıp gitmek istiyorum şu amına qoduğumun çapsız yerinden.Yeter artık bu kadar medeniyetsizlik diyorum ama.Medeni olan yerlerin ev kiralarını gördün mü.Allah şu ev sahiplerine azıcık vicdan nasip etsin ya da bu duruma bir çözüm bulunsun yahu. Kiralık ev fiyatları bodrum katta bile 850den başlıyor.Lan oğlum bu kira bedeli bir kişinin asgari ücreti lan! Bu fiyata bulduğun evde giriş katı.Kendin hesap et okuyucu.İnsanlar bu kadar zengin mi?Ya da açlık sınırına ne kadar az kaldı bu memlekette yahu?

Bu millet ne yiyo,ne içiyo,nasıl yaşıyo anlamış değilim.Annem sen havaisin diyo.Belkide öyleyim ,hadi ben öyleyim o zaman neden sagari ücret 850 Tl!?

Neyse işte 1500 tlyi gözden çıkardık okuyucu.Fulya gibi bir yere taşınacağız.şişli -fulya,hani şu medeni olan.Kocamın maaşının yarısını ev kirasına ödeyeceğiz.Ne yapalım? Bende çalışacağım işte.Belki o zaman azıcık daha rahat şartlar sağlanabilir.Yoksa çok zor durum. Yani Allaha şükür bedbah değiliz ama ne bilim işte yaa.

Öylesine bir yazı işte bu okuduğun.Bu aralar beynimde neden bir şey yapmıyorsun pis kaşar diye söylenen iç sesime karşılık rahatlama olanağı buldum.Bu arada İdil 6.ayına basıyor.ellerinizden öpükler ve diş çıkarıyor.Sanki bana çıkaracak o dişi.O nasıl bir afra tafradır bacı yaa.Neyse bu defalık sıkıcı,boktan,püsürükten bir yazı oldu.

İçimden öyle geldi.
Öpüklerim.

Not:Bana şans dile okuyucum Fulyadan cici bir ev bulalım <3 Bir de ben senin kalbine güveniom ,dua etsen ya bana <3

7 Eylül 2014 Pazar

20 comments

Beni dürtme

Selam kilidine çilingir edasıyla gülümsediğim okuyucu
Beni özledin di mi ;)

Günlerdir adresimi açıp bir şerler yazsam mı diyip,sonra sizin yazdıklarınıza dalıp gidip,yorum yazsam mı diyip ondan da vazgeçip...göz egzersizi yaptım bol bol civanım.
Nasılsın Plaza dersen ,buralar hep aynıııı hep aynı.

Bugünün aksiyonuna geçelim istersen.Aslında farklı bir günde uyanmadık eşimle.Aleynanın kafası bizim yatak tarafındaki duvar gümbür gümbür gümbürlüyordu. Kızcağız öyle bir bağırıp,feryat ediyordu ki annesine,artık tamam dedi eşim.

Çekti bakstırın üstüne mor eşofmanı,çaldı karşı komşunun kapısını.Bilirsin aramız iyi değil.Bilirsin aramız iyi olmamalı karşıdaki kültür mantarıyla.Ama gene bilirsin ki birinin ölümünü izlemek gibi bir şey bu sesler.
Ben ne kadar gitme dediysem de eşime dinletemedim.Sanane dedim hatta bir ara kendimi olayın rehavetine kaptırıp beni terkediyormuşcasına kalçasına yapışıp dizlerimle sürüklendim.

Durdu aygırcık.
-Ne yapıyorsun
O saniye sadece karşı komşuya gideceğini idrak ettim sanırım ama gene de bastırmaktı maksadım ve ''kültürsüz insanlarla muhatap olmanı engellemeye çalışıyorum''dedim.Nasıl,iyi demiş miyim?
''Yazık değil mi o kıza PK''dediğinde azıcık utandım ama ''elbette yazık ama ''diyip tıkandım.Ama o onun annesi diyemedim.Annelik dayak mıdır okuyucu?Terbiye anlayışı nedir? Eğitim böyle bir şey midir?
Neyse.
Otur Aristotales dedim içimdeki yaşlı filozofa.Saldırım aygırı yabana.

İnsanların başına ne gelirse ya meraktan ya y....n gelirmiş <3 Severek y...., merağımaysa tapıyorum işte.Anlayacağın kapının önüne pustum,dinledim ne konuşacaklar diye.
Kapıyı ısrarla çalan aygırdan utanacak olacaklar ki baya bir geç açıldı kapı.Tabi o zamana kadar ben Aleyna öldü mü acaba,kocamı da alıp öldürü mü acaba,ya kapıyı açar açmaz bir şiş okarsa diye 50 senaryo yazdım ki komşu açtı kapıyı.
Kendi kendime hayal kırıklığı yaşadım karşıdaki pigmeyi görünce.Kadın neredeyse fayansla aynı seviye de ,nasıl şişler lan benim yiğidimi.zıplasa ayakparmağı kıllarına tutunur en fazla.Neyse.

Aygır: Kusura bakmayın,çok fazla sesiniz çıkıyor komşu Abla! Kızınızı öldürmeden bakmak istedim
Arkadan bağıran aleyna -Aygır abiiii,kurtar beniiiii

Kapıyı pustuğum yerden sonuna kadar açıp
-Ay aşkım kızı bağlamış galiba,baksana kurtar diyo koş.
Kapıyı ittirip içeri giren kocamın ardından giden komşu pigme,ay o benim kızım farkında mısın.Bu yaptığın haneye tecavüz!
((Ulan hanene tecavüz etse bile birisi tadını çıkar bence,seni kimse şey etmez yoksa bu kılıkla neyse ))
-Sizin yaptığınızda insan hakkına tecavüz.Yıl olmuş 2014 hala banyoya kilitliyorsunuz hı.Aman Allahım Aleyna!!!

Aleyna koşarak bize geldiğinde kaşı açılmış,gözleri morarmış,kolları morarmıştı.Ben kapının ardına gizli gizli pusaraım diye beklerken Aleyna kapıyı öyle bir kaçıp içeri daldı ki ben kapının ardındaki duvara yapıştım.Kapıda burnumu dağıttı,kanamaya başladı foş foş.
Bir şey olmamış gibi kapıyı kapayarak gülümsemeyi deneyerek kanayan burnuma anlam verememiş gibi tıkayarak Aleynaya doğru yürüdüm.Kızcağızın gözleri beni ararken kapı arkasından çıkmam onu bariz bir hayal kırıklığına uğratmış gibiydi.Hani sende mi brütus bakışı vardır ya ha onlardan birini yedim işte.

Bayrampaşada oturmanın verdiği rahatlıkla
-Neden yedin bu sopayı Aleyna cıks cıks yaaa.
-Emre abim beni dürttü diye
-Aman sanki bana dağ başında bir yerde yaşıyoruz aliş yahu.Bir belediye otobüsünde bile kaç defa dürtülüyoruz yani.
-Yok ya PK abla.Facebookta dürttü diye
-Ne diyorsun sennnn!!!!

O kaşın gözün yer değiştirmesinin sebebinin bu olduğunu bizim aygıra ben anlatamadım gülme krizinden.Aleynaysa ağlama krizindeydi.Ben orospu değilim diye . Aygır durumu anlayınca komşuyu çağırdı.Pigme komşu gelmem melmem dedi ama ikilemeden geldi.
-Abi dediğin adam seni nasıl dürter orospu
-Anne valla öyle dürtme değil,o benim hala abim
-Sus sen orospu,mezar taşına dürttüğün abinin adını da yazdırayım mı.Ah ben bugünleri mi görecektim.İstanbula dürtüklü kız mı yetiştirdim.
Anne öyle değil
-Nasıl orospu!

Ben hala gülme krizindeyim.
Vakit akşam tamam.
Nasıl yaa! Onca dayağı! Nasıl yaa!?

Öpüklerim.

5 Eylül 2014 Cuma

26 comments

Çamaşır suyuyla dağılan kaş göz yalanı

Selam gözbebeğini fütursuzca benimle buluşturan okuyucum
Özlemediysen de eyvallah.

Ev sahibinin annesi ölmüştü 10 gün önce.Taziyeye gitmeleri hiç sevmem,acı dolu evler gelir bana.Ama gitmezsem de olmaz hani.Yüzyüze bakıyoruz,onlar nereden bilsinler benim sokulmuş mantığımı.
Dün akşam İdili anneme bırakıp,elimde bir tabak ev kekiyle gittim ev sahibinin kapısına.

Gülümseyerek kapıyı açan kadın
-Hasta değil annemiz Plaza,öldü ''dedi
-Biliyorum,onun için gelmiştim ben de yahu
-Hı keki görünce bende yanlış anlaşılma var sandım.
-Kek getirilmiyor mu ölü evine?

Kısa bir gülümseme ardından kadının dişlerinin arasından dökülenler
-Ne o öyle ölümünü kutlar gibi .Pastalar,börekler.

Beynimden aşağı dökülen kaynar suların sahibiydi bu iki kelime. Ben İdilin doğumunu bile kutlayan biri değilim ki ,ölümü neden kutlayayım.Kira zamanından kira zamanına gördüğüm ev sahibinin anası bu.Kadını görmüşlüğüm bile yok hani. 94 yaşında olduğundan ve şu an oturduğumuz evi mühendissiz ,mütahitsiz kocasıyla yaptığından başka enformasyona sahip değilim hakkında.

((Evet okuyucu,oturduğum ev 50 yıllık bir bina ve ölen kadın yapmış.Bunu nasıl öğrendim biliyor musun?ev sahibinin kızından. Yatak odamın perdelerinin biri uzun biri kısa duruyor takınca.Önce terzinin günahını alıp perdeyi söktüm,ölçtüm.Sonra ev ahibinin kızına laf arasında söylemiştim şu şekilde:
-50 yıl öncenin mühendisleri,mütahitleri amma dangalakmış yahu.Benim arka odanın tavanı yamuk.
-Ne mühendisi,ne mütahiti abla.Bu evi babanemle dedem yapmış.
-Hadi yaa,onlarmıymış mühendis ,müthait filan.
-Yoooo !!!Yapmışlar işte.Buna da şükür.
Anlayacağın okuyucu bu ev tesadüfen ayakta duruyor,biz de tasdüfi yaşayanlarız neyse konu dağılmasın))

ev sahibinin evinin kalabalıklığından yüzünü yarım yamalak tanıdığım alt komşumun karşısına oturuyorum.diyeceksin ki Plaza neden yarım yamalak tanıdın,beyinsiz bir kaşar mısın.
Estafurullah.
Kadının kaşıyla gözü,ağzıyla alnı yer değiştirmiş olduğundan evrim geçirmiş pozisyonda oturuyordu karşımda.
Ölü evinde televizyon açık ve gayet goy goy muhabbet dönerken(hiçte öyle beklemiyordum oysa) alt komşuma biraz üzülerek ve o lanet çenemi tutamayarak sordum.

-Bu hal ne yahu,öff canın çok yanıyor mu ((Her gün kocasının dövdüğünü söylememe gerek yoktur herhalde.Durmadan söylüyorum zaten kocasının avizeyi beğenmeyip karısını tavanına monte etme çabalarını))
-Yoook canım yanmıyor Plaza'm.Çamaşır suyu çarptı.!
-efendim?!
-Çamaşır suyu çarptı ,o yüzden böyleyim işte.
((Aklım diyor ki acaba kocasına çamaşır suyu lakabını mı taktı dilimin efendim dediğine ne bakarsın))
-efendim.
-Plaza kulaklarını yıkattır gülüm sen.Sizin evde kimse konuşmaya konuşmaya kulakların pas tutmuş anlaşılan.Çamaşır suyu çarptı diyom.Hatta geçen gün porçözle çamaşır suyunu karıştıran bir kadın öldüydü ya
-Ayy yazık,ölmüş mü.O kadar da diyorlar bir arada kullanmayın diye.Eee sonuçta çamaşır suyuyla senin bu halinin alakası ne.Hala onu bağlayamadım ben.
-Sadece çamaşır suyunu kullanınca böyle oldum.

Cenaze evindeki kahkaha benimdi okuyucu.

Sen sen ol çamaşır suyundan uzak dur.
Öpüklerim.

4 Eylül 2014 Perşembe

9 comments

Aile Bağı Gerçeğim ..

Selam kokusunu sevdiğimden kafama kına yapıp yaktığım,sonra da ne kezbancaymış lan diye pişman olup çıkaramadığım okuyucum ;
Aşklarım özlemiştir dedim ve geldim



Aile bağı herkesin bildiği gibi en güçlü bağ değildir bazen.Ben bunu nereden mi biliyorum? Salak olmayan bir çok insanın çözebileceği bir şey ama benim örneğim anneannem.
Hayvanları seven insanları da sever diyenlere koca bir kazık sokmak istiyorum.Milleti böyle kandırmayın be! Zayıflama ilaçlarındaki reklamlarının ,o ilaçları kullandığını düşündürdüğünüz kadınlar kadar ya da seks hatları reklamlarındaki süper model beklentileri kadar ucubece bir yanılgı bu. Anneannemin 6 çocuğu ve hayvanları var mesela.
Beyaz kedisi pamuğu dudağından öperken gören annemi izledim..Ailenin bir ferdi gibi evin içinde dolaşan anneannem hiçbir çocuğuna o kadar anlayışlı davranmamıştır bence.’Bırakın hayvanı,karışmayın bir taneme’diyen hayvana nefret tüm evlatlar tarafından giderek büyüdü.Süt sağıldığında ilk iş o kedinin kabının yıkanması ve sütün tadına ilk o kedinin karar vermesiydi mesela.Süt nedir ki diyeceksin! O kadar basit bir şey olsa babam köy kaymağını özledi diye izinsiz aldığında evden kovulmazdı.Bir kaymak yüzünden 7 yıl boyunca il sınırına giremedi,düşünsene! Annem öfkesini tutamadı en sonunda kediye karşı,uçan tekme savurduğuna tanık oldum.Ağzım döşüme düşmüş vaziyette ‘’aman tanrım’’dedirtti.Annem cidden iyi yürekli bir kadın çünkü karıncaları bile ezmemek için yolda zıplayarak yürür ama içine nasıl bir kıskançlık kaçtıysa artık jackie chan’ın kendisinden ders alabileceği forma kavuşmuştu.
Pamuk onurlu bir hayvan çıkıp evi terketti ya da börgüne aldığı tekme darbesiyle iç kanama geçirip bir yerlerde ölüp gitti.bu sorunun cevabını hala bilmiyorum ama eve dönmedi. Anneannem gecelerce günlerce kapının önünde ‘’pambuk kızım’’diye beklediyse de ne bir pati sesi duyuldu,ne de beyaz tüy yumağına benzer bir şey o kapıda göründü.Fareler hiç o kadar neşeli olmamıştı,farelerle dans eden bir anneye sahip olmak mı? Onun garipliğiyle bırakın beni.
Bir diğer sevgi lülüye idi.Lülü beyaz ,tipsiz ,götünde yapışık bokuyla gezen bir horoz.Çok ciddi ve asli bir görevi var,evdeki tüm tavukları becermesi.horozun kabadayılığından geçilmiyor yeminle götünü öyle fena kaldırmışlar ki beni bile kovaladı.Yok yani ,beni evin delisi görürler ya hesapta;bana bile diklendi demek istiyorum.Gördüğü aslan parçası muamelesinin sonucu olarak bunu da normal karşılayarak elime sopayı alıp ‘’sen misin yiğit ben mi’’diyerek düştüm peşine.Bahçenin yarısında anneannemle karşılaştık.’’Senin gücün ona mı yetiyor be deyyuzun dölü’’diyerek bu defada o düştü peşime.eline geçirse hırma hış edecek,kadının gözünü kan bürümüş bildiğin.Korkudan çıktığım ağacın tepesinden hava kararıncaya kadar inemedim.
Ertesi gün,kahvaltıdan sonraki çay arasında anneannem bana nispet yaparcasına ‘’Yiğidim,aslanım,evimin erkeği,kapı dierği’’gibi lafları horozun ibişini severken dayımın bakışlarına denk geldim. O horozun yerinde olmak için dünyayı yakabilirdi eminim.Anneannem dayımın kafasını hiç okşamamıştır,çocukluğunu bilmiyorum ama o zamanda paso dövüyormuş zaten.Öyle fesat,öyle delici bakışlardı ki.Eh hayatı boyunca annesi tarafından duymadı,nasip olmadı garibime ne etsin?anneannem durup dururken beni kovalamaya başladığında ,iç güdüsel olarak kaçtım.Ne yaptığımı söylemiyor,sadece at gibi arkamdan koşuyordu.Asmalara kadar kaçıp saklandığım.Korkudan büzüşmüş uyuyakalmışım oracıkta.Kardeşim bulduğunda bir yandan gülüyor diğer yandan bana ‘’Lülünün kıçındaki tüyleri sen mi kestin’’ diye soruyordu.Cidden kesmemiştim,anneannemin kovalama sebebini de o noktada öğrendim.Boşuna kovalıyormuş beni,yapmadım ki!
Eve döndüğümde herkes alttan alta gülüyordu.Lülüye gidip baktım,ne erkeklik kalmış ne karizma.Meğer tüm sır o kıçındaki tüylerdeymiş ya! Tavuğa dönmüş bildiğin,hadım olmuş.Lülü hiçbir zaman eski günlerindeki gibi böbürlenerek gezemedi civarda.Ben anneannemden gizlenip civarı izlerken dayımın horozu izlediğine denk geldim.Onun o tüyleri kestiğiniyse izlerken aldığı zevkten anladım.
Bir de Fırtınamız var ki dillere destandır bu inek. Memeleri her gün vazelinle yumuşatılır,kıçına yapışan pislikler yumuşak fırçayla temizlenir,ahırı sabah-öğle-akşam temiz mi diye kontrol edilir.Sabah 5de sürüye katılım saati vardır ineğin,ister inan ister inanma köydeki yatma kalkma saatleri buna endekslidir. Yani o çıkıp otlayınca biz gözümüzden uyku aka aka,ayakta rüyanın kalanına devam ederken kahvaltı yapmak zorunda kalırız.
Uykuya düşkün teyzem sigarasını arka arka yakarken (inekler dönmeden evin temizlenme görevi zamanı yani) bana ‘annem şu inekler kadar bizi sevmiyor abla’demişti. Üzgün bir havayla söylediğinden kendimi parçarcasına gülemiyordum ama gerçek buydu.Evde varız 10-12 kişi,yatıyoruz inek gelme saatinde kalkıyoruz ineğin gitme saatinde ama ne yapacaksın işte.
Anneannem bizim hiçbir özel günümüzde yanımızda olmadı.Yok yani bunu beklemiyorum cidden ,haddime de değil. Daha bir gün evimizi aramışlığını bilmem.Annem evlatlığından ötürü arayıp yaranmaya çalışıyor paso.İyi evlat olmak için elinden geleni ardına koymuyor.Yalnız annem mi kalan 5i de aynı.Anneanneme yaranmak için 9 takla atıyorlar. Ama ne oluyor? Yiğit aslan bir horoz,memelerine kurban olunan bir inek,gözden sakınılan bir kedi kadar olamıyorlar.
3 gündür aynı rüyayı görüyorum ister inan ister inanma.Anneannemin arkasında Lülü,pamuk ve fırtına ,benim ardımda Bergüzar çiçekli bir yolda yürüyoruz. Boklu lülü Bergüzarın üstüne atlayıp onu becermeye çalışıyor.Lülüye bir tekme çakmamla anneannem üstüme atlayıp beni boğmaya çalışıyor ve ben kan ter içinde uyanıyorum.

Rüyamda boklu Lülü ve anneannem varsa kesin başıma bir şey gelecek.Belki de gelmiştir,belki ben çocuklarına sevgi göstermeyip bu sevgiyi hayvanlarıyla yaşayan anneannemeden genetik kod geçmiştir.Hayırlara inşallah..

2 Eylül 2014 Salı

29 comments

Anne be!

Selam bıngıldağanı beynine dayandığı için saçını bile toplamaya kıyamadığım okuyucu
Özlemişsindir seeen

Bu aralar anneliğimi annemin anneliğiyle çatıştırarak geçiriyorum.Ne zormuş bir anne olup annemle uğraşmak yahu.30 yılın evladıyım,annemle bu kadar çatıştığımı bilmem.
Konuyu merak edersin şimdi sen okuyucu;
Ne olabilir ki !! ''Annelik''

36 derece sıcakta İdile uzun kollu giydirdiğini görerek ,sabırlar çekip,bildiğim tüm duaları rahatlamak için okuyarak soyuyorum kıızmı.Arkamı dönüp başka bir iş yaptığımda hooop ,İdil gene eski mo tarzında.
Anneme uygun dille anlatmaya çalıştığımda bana verdiği cevap :''Ben ikinizi de büyüttüm kardeşinle,bak aygır gibisiniz maşallah.Bana mı anneliği öğreteceksin sen!''.

Yahu sanki milyar tane çocuk büyüttü meret,dersin fabrikasyon.Bana maal okuyor.Yahu hepi topu iki kardeşiz,üstümüzde olmayan hastalık yok.Kardeşimde bronşitten kurtulamadı bu yaşına kadar.Ben desen astım,faranjit gibi hastalıkları geçtim.Kendisinden genetiğe dayalkı varis de var.
Ne kulak ağrımız bitti çocukluğumdan beri,ne öksürüğümüz.Tabi anneme bunları söyleyemiyorum.Çünkü biz cidden hassa çocuklardık.Annem kendi kafasınca 10 numara 5 yıldız bakardı bize.

Mesela eskiden elektirik faturamız çok gelmesin diye çalı süpürgesiyle süpürürdü evi.Yıl 1900ler ama dikkat! Kardeşimle el kızartmaca oynarken annem bizi bir o çekyata oturutur,bir diğerine geçirir hatta biz üstündeyken çekyatı çeker adını arkasını bir temiz çamaşır suyuyla silerdi.Maksadı bizi miktoplardan korumaktı ama her temizlik yapışında kardeşim ve ben ateşler içinde yatardık.Annem kendisine kızarak ceryan yaptırıp yaptırmadığını kafasında ölçerken ,ben ceryan yaptırmadın anne derdim.
Çünkü ben ceryan yaptırmayı ,birinin götüne kablo sokup,çalıştırmak sanıyordum.Mahallemdeki ablalar öyle öğretmişti.

Annem sirkeli suya bandırıp bandırıp eskimiş donunu alnımıza bastırırdı.Evvet okuyucu,annem biz hastalandığında kullanılmış ve artık kullanılmayacak durumda olan donunu kullanırdı.
Yıllar sonra kardeşimin toza karşı alerjisi çıktığında annem bana neden adile naşit gibi big big güldüğümü sordu.Benim  çamaşır suyunun kokusuna karşı alerjim çıktığında ise Erol Taş gibi neden kötü adam kahkası atıyorsun  pezevenk diye ense kökünün yakın noktasına şaplağı vurdu.
Yani annem hijyenik ve antialerjik olacağız diye bizi hastalığın dibine dibine vuruyordu.İyi niyetinin kurbanı...

Unutmadım hani o günleri ama annem sonuçta be,kurban olunmaz mı ona!?

Az önce İdili uyutup bilgisayarımın başına geçtiğimde çatur çutur bulaşıkları koyarken annemle aramızdaki muhabbet şöyleydi.
-Anne İdil uyuyor.
-uyansın Plaza ,daha uyku zamanı gelmedi
-Anne kafayı mı sıyırdın sen,çocuk uyuyor uyandırmasana
-Saat 10 olmadı ama
-Olmasın anne
-Sen çok biliyorsun Plaza....

Yahu...ÖFFFF ÖFF!

Doktor 6 aydan önce bebeğe su bile vermeyin derken annemin kahkahalarına koşuyorum.Elindeki karpuzu İdile yedirerek gülüyor.
-Anne doktor 6 ay sadece anne sütü dedi
-Halt etmiş o
-Anne lütfen yaaa
-Hahaaha Plaza buun ağız şapırtısı aynı baban
-Anneeeeeeee
-Tamam be tamam.2 tane yedi zaten ayıboğan
-Anne oha yaa
-Ben mi yedim kıızm,İdile söyle.

İşte böyle okuyucu...İdile söyledim,bir daha aneannesinden bir şey yemeyecek.
Anladı onu 5 aylık bebek.
Öpüklerim.



29 Ağustos 2014 Cuma

36 comments

Defol

Be4n insanlarla uğraşmaktan o kadar bıktım ki.Blog benim rahatlama alanım.Mutluyum ya,rahat rahat yazarken mutluyum başka tanımı var mı?

Benim arkadaşlarımı ismini ağzıma almayacağım şahsıyetin teki aşağılayıp duramaz.Ben seviyorum eşcinselleri,ben seviyorum sapıkları ,ben seviyorum gereksiz gördüklerini.Onlar benim insanlarım ve burası benim alanım.Bu da benim yazım.

İsmini ağzıma almayacağım şahsiyet.
Bir daha Allah seninle karşılaştırmasın ok.
Gelme,onurun varsa istenmediğin yerde durmazsın zaten.
İçim razı olmadı arkadaşlarıma saldırmana.
Git ya git kısaca defol!
Post gitti dava düştü ok! sus artık!

28 Ağustos 2014 Perşembe

60 comments

Telefon sapığım

Selam ayakkabımın içine kaçıp rahatsız eden taş olup,bir küfürle çıkarıp ,atmayıp sakladığım okuyucum
Özledin değil mi?

Sabahın körü denecek vakitte çalan telefonları siklemem.Pk nın adetidir bu ve beni seven,sevmeyen,sevipte siklemeyen herkes bilir. İdille uyurken çalan telefonu sessize alıp uyumaya devam edişim bundandı.
Uyandıktan sonra bilmediğim bir numara olduğundan arayıp aramamak arasında git geller yaşıyordum ki ,elimdeki telefon aynı numara tarafından ötmeye başladı.
Açtım.

-Merhaba
PK:Buyrun kimsiniz
-Ben Sezer
PK:Ne istiyorsunuz,neden aradınız
((Adamın sesinden yavşaklık bu kadar mı akar okuyucu.Sesi duyman lazım ya,yazacağım hiç bir kelime bu ses tonunun larşılığına gelmeyecek hani,o derece.
-Adınızı öğrenmek istiyorum
PK:Fatma
((Elbette adım Fatma değil.Küçük Sezercik filminde kirli paslı dilenci kızın adı fatmaydı ya hani.Erol taştan kaçıyorlardı.Hatta bir de bebekleri vardı,mağarada yaşıyorlardı filan....Hah o Fatma işte!))
-Ne kadar da güzel bir isminiz var
((Ağız dolusu bir kahkaha fırlatıldı bu dakika yavşak telefon sapığına.yollu gibi gösterdiğine eminim ama ne yapayım,sık sık kendini,nereye kadar?))
PK:Buyrun ne istiyorsunuz
-Azıcık muhabbet etsek olmaz mı ,ses tonunuzdan çok etkilendim de
((Dişi sinek vızıldasa gene etkilenecek abaza.))
PK:Beyfendi kapatmak zorundayım.Yıl olmuş 2014 ve siz hala böyle sapıklıklardan medet umuyorsunuz,vay halinize.Kariyerinizde başarılar ama bu yalış kapı .lütfen bir daha rahatsız etmeyin.

Bir şeyler diyordu ama kapadım ve ne dediğini de anlamadım.

2 saat sonra tekrar çalan telefona bir hırsla baktığımda köpek sesine benzeyen bir nefes sesi.Daha doğrusu nefes nefese kalma sesi. Adam sesimi düşünüp düşünüp osbir çekmiş olabilir mi?Bana göre olmaz ,olmamalı ama...Lanet olsun.Alo deyince bile adamı tatmin eden bir PLaza Kaşarınız var.

PK:Oha oha çüşşşşşşşş,ayıııı.Ananın suratına gel sen emi ,
((Bir den nefes kesilerek))
-anamı ne karıştırıyon orospu
PK:Doğru anan az gelir ,sülaleni karıştırmak lazım küçük Sezercik.
-Lan kadın.Sesinden etkilendik,onunla yetindik.Daha ne istiyon!!?
PK:Allahtan başka ne istenir ki kıl dönmesi. Orospu çocuğusun ama belki biraz beyni olan bir orospu çocuğusundur aç kulağını dinle. Telefon tanıdıklarla iletişim için kullanılan bir cihaz.Birilerini düşürmek istiyorsan-ki bu çok zor- git chat kanallarına takıl.
-Çet ne ki be
PK:Ananın amı.İnterneti de bilmiyorsun değil mi
-Sen her şeyi biliyorsun ,orospu
PK:En azından bilen orospuyum. Bir daha ararsan telefon numaranı kocama veririm,bilgin olsun.
-Neyy senin kocan mı var,vallahi bilmiyordum.Pardon bacım
PK:Göte gel.Koca lafını duyunca erkeklik falan kalmadı.Bir daha ararsan yemin ediyorum veririm telefon numaranı.O da adresini bulup seni mıhlar.Zaten yeni hapisten çıktı yolda ters bakan adamı öldürmekten(Yalan olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım))
-Oyyyyy Allah benim o belamı versin ki bir daha senin numaranı yanlışlıkla bilem aramam.Gözünü seveyim bacım.Bak beim de 4 çocuğum var adım da Hasan.Beni düşünmüyorsan çocuklarımı düşün.
PK:Tamam ,çocuklarının hatrı için.
-Allah senden razı olsun bacım.Kal selametle.
PK: Hiç bir şey söylemeden kapadım.

Yıl olmuş 2014...
Telefon sapığına düşersen....
İşte sana hazin bir son...
Saygılar Plaza dan  :)



26 Ağustos 2014 Salı

36 comments

Allahım yakma beni

Selam lahanasına turşu kurup,yaz ortasında yiyemediğim okuyucum
Elde var biraz özlem hı?

Hava öylesine sıcak öylesine kasvetli ki sabahtır içimde berbat bir his var-dı.Neye çıkar acep dediğim sırada caarrtt-currtt-bırtt diye bir sesle irkildim.
Evet okuyucu İdil sıçıyordu.
Bu havada dünyalar tatlısı bebeğin boku bile çekilmiyor.
O sıçarken onu izledim,gözümü bile ayırmadan.
Neye baktım biliyor musun?
Ikınışı bana benziyor mu.Yok yaa alakamız yok.Bu kızda aşırı rahatlık var bence.Dedesine çekmiş olmalı.Bir osuruyor,tüm mahalle camdan patlama mı oldu diye bakıyor.Neyse işte.Sıçtı,sıçtı ve sıçtı....

Bittiğine kanaat getirdiğimde tüm kıyafetini değiştirmem gerektiğini anladım.Çünkü bu küçöüklükteki bebeklere kan ilacı damlası bir de d vitamini takviyesinde bulunuyorlar.Bu da bebekleri ishal ediyor.Hem de ne ishal.İdilin boyun köküne kadar çıkan bir bok düşün.Bir de kokusu iğrenç yaa,anası olarak iğrendiğim için kendimden iğreniyorum ama ne yapabilirim.Şu kan damlasını aldı alalı çocuğun boku kafa yapacak kadar etkili olmaya başladı.

Neyse...Yıkamaya karar verip soyundurdum bebeği.Elimde boklu bebeği taşıyarak suyu açtım ki ...
anlatmama gerek var mı?
Su yok!

Evde olmadığımda evimi su basar.Bebeğim boğazına kadar boka battığında su kesik olur.Sikeyim böyle adeleti,afedersin.

Islak mendille temizledim çocuğu,ne kadar temiz olabillirse...

Annem aradı bundan sonra :
-Doktor babanla ikimize diyet verdi
-Neden
-Şeker,kolestrol her şey zıplamış kızım. Siz bu gidişle 60 göremezsiniz dedi
((İkisi de 52 yaşında))

-Çok biliyor hipokrat yeminli amele,siktirsin


Hala su yok okuyucu.Ha bu arada sanırım İdilin dişleri çıkacakKaşınıyor damakları.Seni bulsa seni bile yer.
Analı kızlı öpükleriz.

25 Ağustos 2014 Pazartesi

31 comments

Tık tık tık...Evde yokum ,evliyim!

Selam bulgurunu ıslayıpta yoğurmaya kıyamadığım okuyucum
Özlem?

Sevgili ,saygılı,antik,kuntik okuyucum
Ömrümde ilk defa bir düğünde kendimi ezik hissettim.O....n düğünü vardı ya hani,geçenlerde söylemiştim hı ona gittik işte cuma günü.Öhm öhm hemen anlatmaya başlayayım.

Düğüne mini eteğimi çektim koca götümün üstüne((hala doğumdan kalan 10 kg mevcut,isteyene verebilirim)),sürdüm kırmızı rujumu,bastık gaza düştük yollara.Hayatımda ilk defa bir kır düğününe gittim.Bir daha tövbe! Kır düğünü olacak diye dağın başında bir yer kiralamış bizim kekolar.İndiğimde kocama sırıtarak
-Kır nerede
dedim.Bir çok şeyi yanlış anlamış olabilirim şu kısacık ömrümde ama dağı bana kır diye kakalamaya çalışa düğün sahiplerini esefle kınıyorum.Bir diğer esefle kınayışım ise ''ayy PK sana o kırmızı topuklu çok yakışıyor''diyen anneme. Evet okuyucu o düğünün devesi bendim!(boy=172 topuklu=15 cm )
Arabadan indiğimde kendimi hobbitler köyünde hissettim.Kız tarafı da oğlan tarafı da minyatürlerini salmışlar sanki,tövbe.Milleti öpmek için dizimi hafifce kırmam gerekir ya hani saygıdan filan,ben bildiğin secdeye yattım götümdeki etekle! Ben domaldıkca benim herif götüme şeyini dayadı.
-Beni götten sikecen herhal bakışıma
-Götünü kapamaya çalışıyorum ,o götü ne diye sikem ya la bakışı attı
-O kadar rezil mi bakışıma
-Doğduğuma pişmanım bakışını gördüm ve bakamadım bir daha herifimin gözlerine.
Milleti selamlama safhası da geçince önümüze gelen yere çöktük.2 dakika sonra damadın eniştesi gelip ''çaktırmadan diğer tarafa geçiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiin,burası kız tarafıııııııııııııı''dedi.Kız tarafı oğlan tarafı ayrılıyor muymuş ya ,diyemedim tabi. Enişte beyin mesleği pilot.Anlayacağın o allahtan sonra her şeyi bilir,hürmetler.
Düştük erkek tarafının yoluna.O..... ve karısı host ve hostes söylemiş miydim?Hatta O....n sülalesi hava yolu taşımacılığına bürünmüş.Utanmasalar bir uçak alıp işletecekler,neyse.

Erkek tarafı öyle kültürlü ki okuyucu,anlatamam ya.3 meslek grubu var: Pilot,hostes-host ve kaptan.Ben alışmışım düğünde basma etekli tipler görmeye.Gözlerim aradı ama göremiyorum allahım.Kız tarafına bir bakış baktım ki ne göreyim?Tüm basma etekliler,düğünün eğlenceleri bıyık üstü pembe ruj süren hanımlar,kalın renkli çorabın üstüne topuklu giymeye çalışanlar,gaytan bıyıklılar ,şeyini kaşıyarak mini etek altına çakın bakış atan beyaz çorapli sivri burunlu ayakkabılı adamlar diğer tarafta.

Anlayacağın okuyucu kimse benim eğlencemi düşünmemiş!

Neyse başladı düğün ve muhabbetler.Okuyucu ben kendimi entel bie zıkkım sanırdım ya.Götüme patladı ya bu durum amanın.Düşünsene etrafındaki herkesin dünyayı gezmiş olduğunu ve senin yalnızca 2-3 defa yurt dışı deneyiminin olduğunu.Öhmmmmm!
Eğlence diye değişik ülkelerden topladıkları paraları getirmişler,birbirlerine bu nerenin diye soruyorlar.Ve birbirlerini aşağılayarak biliyorlar ya lan!!!

Benim aygırda 15-16 ülke gezdiğinden sadece onların para birimlerini bildi.İyi bari dedim,bizden de birileri türk parası dışında parayı görmüşlüğünü gösterdi.
Sonra düğün başladı.Nikah kıyıldı ve o romantizimle damat gelini dudağından öptü.Çooook romantik değil mi? Evet öyleydi gelin masasından biri ''abooooooooooo dudağını emdi ya la '' diye düşüncesini haykırana kadar. Herkes gülmeye başladığında gelinin masasında 4-5 kadının eli eğzında kaldı. Muhtemelen öpüştüklerini ağızlarını kapatarak birbirlerine iletiyorlardı.
İşte Türk ruhu!!Yuppiii <3

Erkek tarafı içerken gelin tarafı içmedi.Gelinin babası mikrofonu kaparak
-siz böyle içiyonnuz ama birbirinizi yemiyeceğsiniz ha,oğa göre
dediğinde erkek tarafı kadeh kaldırarak onaladı ve conkkkk diye herkes kadehini birbirine vurdu.Burada da baya bir kahkaha koptu.

bu olaydan 5 dakika sonra iri kütleli bir teyze ince yapılı minnak adamın kafasını küt diye oturdukları masaya geçirdi.
-Gözüğü bir daha garılara digersen gulbunu boynuna dolarım
dediğini herkes duydu.Demek ki kavga içkiden doğmuyormuş okuyucu.
Erkek tarafı vals yaparken kız tarafına davul zurna geldi.Sandılar ki onlar vals yapmayı bilir,davul-zurna da oynamazlar.Anam o pilotları bir görsen ,dudağın uçuklar.Bellerine ceketi bağladıkları gibi
-abe kaynana naptın bize naptın bize
göbek attılar.Hepimiz attık,yalan yok.Erkek tarafından kimsenin yüzüne bakmıyordu kız taragı.Gözler daha çok götlerdeydi.Umursanmadı.

Eğlenemeyeceğim sandığım düğünden gayette eğlenip annemlere geçtik anadolu yakasına.Sabahın erken saatlerinde çalan telefonu küfrederek açtım ki ev sahibim :
-PK sizin evi su bastı
-Efendim,ay günaydın pardon
-Kızım suları açık bırakmışsın
-Ayy sular kesikti,gelince haberim olsun diye hepsini açmıştım ben,evet!!
-Alt komşunun salonundan su damlayınca vavadan kapadık,neredesiniz siz
-Karşıdayız yaa,pikniğe gitcez bugün gelemeyiz.Saolun ama.
-Piknik mi?!
-Heeaa !
-Peki((Biliyom anama babama kaydı bu pekiyle))

Canım biraz sıkılarak gittik Cumartesi Aydosa.Ağaca hamak kurdum.Üstüne atlayıp yana çat diye düştüm.Kolum dizim sıyrılmış ağlarken,(kocam bana yeterince acımıştı)
-Evi de su basmış zaten,kim suyu açık unuttuysa
-Neeeeeeeeeee
-Ay söylemedim mi ben sana ((herhalde söylemedim,günümüzün içine mi sıçsaydım!)
-Yooo,nereden öğrendin
-Sabah ev sahibi aramıştı,uyku mahmurluğu yani((hiçte değil.Olan olmuş günümü zehir zıkkım etmeme durumu))
-Neyse aşkım,olan olmuş.Şu hamağı kuralım yaa.Annenleri de yollasak mı bir yerlere
((Evi su basmış adam orman fantazisi derdinde))

Annemlere gezin ,ne güzel orman gibi laflar attıysam da hiiiiiiiiç oralı olmadılar.biz de kendi başımıza gezelim madem dedik.Aydosun göletine inip deniz bisikletine bindik ki yukarıdan bir şey denizi dalgalandırmaya başladı.
-Aşkım uçak düşüyor
-Salak mısın PK o bir helikopter
-Aşkım helikopter düşüyor
-Yok düşmüyor da sanki gölete mi iniyor.Aaa korkma aşkım ,ikimizde yüzmeyi biliyoruz.Ormanda yagın var herhalde su alacak baksana
-Ya bizi de alıp aşağı su niyetine atarsa.Allahım çok gencim!Üstümüze geliyoooooooorr
-Eheyt ehett abiiiii huuuuuuuuuuuuuuuuu((aygırın bağırışları))

Asker abiler helikopterden bizi görüp azıcık daha yan taraftan su aldılar ama o dalgalanmada devrilmemek için bacak kası yaptım.Götümün üçbuçuklarıyla götümde oluşan kaslanmayı söylememe gerek yoktur sanırım.

Babam ''olur öyle şeyler'' dedi.Annem ''siz gibi enayiler olmasa göletin köşesindeki bisikletlerle kimi kazıklarlar,ikinizde mi safsınız niye bindiniz'' dedi.Anlayacağın okuyucu bir helikopterin göt kadar göletin içinden su alması ve senin o göletin içinde olman tuvaletin geldiğinde sıçman kadar sıradan bir durummuş da biz fazla ekşın yapmışız.

Tatil bitti eve geldim.Dün gecelere kadar evi temizledim.Şimdide senleydim.
Fark etmeden öpükledim ;)