7 Temmuz 2014 Pazartesi

23 comments

Deistim çünkü ..

Her deistin bir hikayesi var ana babalar...
Benim hikayem 4 kitabın mealini okumamla başlar...
Her kitap birbirinin devamı gibidir ve nedense inen kavmi yada topluluğu üstün ırk haline dönüştürmüştür.
Ha bir de hiç biri peygamberin kendisi tarafından yazılmamıştır.Yani aslıda peygamberlerin hepsi kitapsızdır ve 100küsür peygamber vardır.

Sorular soracağım kendi içinizden cevaplayın.Ben kendimce cevaplar yazayım ok?=

1) Alevilik-sünilik-hanifilik cart curt uzar gider...Hz Muhammet hangisi?
Cevabım=> Basit mantıkla gidersek Hz Ali Hz Muhammedin amcasının oğlu.Dolayısıyla Alevi .
Asıl cevap: O dönemde mezhep yokken neden götten uyduruldu ve bunlara uygun ibadet şekilleri geliştirdi?

2)Kuran-ı Kerim kim tarafından çıkarıldı? Neden?
Cevap:Sanırım o dönemde Hz Muhammet çok yoğunmuş,malum 9 evlilik bir de devlet işleri filan.Çıkarmaya zaman bulamamış.
.Asıl Cevap:Kuran kitap haline dönüştürülmek istenen bir yazıt değil,yaşam şekline dönüştürülmesi gereken bir yapıt olmalıydı ki Hz Muhammet çıkarmadı! Fikrini peygamberden daha üstün tutan insanlık (Ebu Bekir toplattırır,Osman çıkarır) Kuran'ı kitap haline dönüştürür.

3)Sünnetler zorunlu mu?
Bu konuda verdiğim tek örnek şu: Hintli bir yengem var ve pilavı eliyle yiyip misvakla dişlerini temizliyor. Sebebi sünnet. Hz Muhammet zamanında kaşık olsa sence sünnet olur mu olmaz mı?Yıl olmuş 2014 hacı neden 600 lü yıllarda yaşar gibi pilava parmakları sokucan? İğğ...

4)Kutsal Kitabı kim yazdı?
Sorarım sana kim? Okuduysa bilirsin. Hz Muhammedin davranışlarını görenler yardım etti,sözleri geçti kitaba vs..Sonuçta insan aklıyla yazılmış bir şey ne kadar değiştirilmemek istense de azıcıkta olsa bir değişikliğe uğramamış mıdır?

5)Neden erkekler boş ol deyince nikah düşüyor (: Neden kadın şahit olacaksa 1 değil 2 şahit gerekiyor?
Cevabım:Hani kadın köle değildi.Hani insanlar eşitti? Allah kadınları yarım mı görüyor da bir kadının şahitliğini saymayıp ikincisini istiyor?

6) Zina yasak ve cehennem işidir. değil mi ? Al buradan yak
Hz Muhammet 9 kadına sahiptir.4ü ile evli 5i ise cariyeliğidir.
Yani?Zina değildir! Cariyeliğidir.




19 comments

HBV günlük (Demet'in aids oluşunu öğrendiği gün)

Konyada bir oda arkadaşım vardı ismi Demet. Demet böyle kütlece iri yarı,bodrumlu ve çok alımlı bir kızdı.Allah alımından çalımından almamış ama beyninden bir parça almış olmalıydı.
Beni farklı bulmuştu o günlerde Demet. Kırmızı saçlarım,garip takılarım filan cazip gelmiş ,arayı iyiden iyiye kurmuştu muhabbetleriyle işte.

Ben 2 kişilik odada tek başına yaşayan biriydim.Yurtta çok kalmayacağım için yanıma kimseyi almak istemiyordum ,kimsenin yalnız kalmasını istemiyordum.Kendimi yalnızlığa hapis ediyordum çünkü yurttan gittikten sonra kimseyi yarı yolda bırakmak istemiyordum.

Demet kantinde ,girişte orada burada hep ama hep arkamdaydı.Durmadan bara gidelim mi,kahve içelim mi,yemeğe birlikte çıkalım mı gibi bizi aynı masaya oturtacak tekliflerle geliyordu. En sonunda karşımdaki yatağı da aldı allem edip kallem edip.Neyse...

Bana kan kardeşlik teklifi ettiğinde gözlerim büyümüştü.Çocukluk be kan kardeşliği düşüncemle onu geri ittim.O zamanlar da güvenemiyordum hastalığımı söyleyecek kadar.Gel zaman geç zaman çok ama çok sevdim Demoyu.Aman be allahın bildiğini kuldan mı saklayacağım diye ;biraları yurda gizlice soktuğum bir akşam açılıverdim ona.
((PS: Bira beni çarpmaz,etkilemiştir diye sakın günahımı alma ramazan ramazan asdas.))
Neyse...Hastalığımı söylediğimde ondan beklediğim anlayışı gösterdi Demet.Olabilir tabi,sen çok bilinçli bir hastasın,çok iyi bir insansın falan filan bir sürü ıvır zıvır söyleyerek yanımda olduğunu hissettirdi.

O günden sonra banyodaki diş fırçasını banyoda tutmamaya başladı .İçim fesat değil ki ,dikkatli bir insan da hiç olmadım.Anlamadım yani ilk zamanlar.Gel zaman geç zaman bir baktım kız çantasından fırçayı çıkarıp çantasına koyuyor. Rahat etmesini istediğim için banyoya neden koymadığını sordum ve o
:Ayys canım ya ,alınma ama dişlerin kanarsa oradan benim fırçama değerse bende hasta olurum.Ama yanlış anlama sakın olur mu ? dedi.
Kalbim çok kırıldı elbette ama önce can sonra canan yani.Arkadaşım kalbimin kırılmasından önce kendi sağlığını düşündü ve evet düşünmeliydi de ne kadar gerizekalı bir yöntem geliştirmiş olsa da.
Hastalığımı söyledikten sonra asla aynı bardaktan su içmedi(normalde atlıyordu her bokuma ,ister istemez dikkatimi çekti),verdiğim kapalı keki bile gizli sandığı bir anda çöpe attığını gördüm.
Önemsemedim demeyeceğim önemsedim lan.Tuvalete girip saatlerce ağladım.Çenemi tutamadığım için kendime,hastalığım geçmediği için Allaha kızdım.
Tuvaletten çıkınca da Demet'e odayı ayırmayı teklif ettim.Dünden razıymış zaten.Bana
:Ayy evet tatlım ama boş oda yokmuş,olunca haber verecekler zaten dedi.
Az önce çıktığım tuvalete geri girip bir o kadar daha ağladım.Ben ağlarken o erkek arkadaşıyla buluşmaya gitti sonra da onun evine taşındı yurttan ayrılıp.

Demetle aynı fakültede olduğumuz için çok sık karşı karşıya geliyorduk. Önce gülümseyerek hal hatır sordu,sonra görmezden gelmeleri başladı ve son etap olarak da arkamdan fısır fısır konuştuğunu hissettim.
Kanıtım yoktu,çok ama çok üzüldüm ama elimden bir şey gelmiyordu.

Böyle yalnızlığımın tavan yaptığı günlerden birinde tanıştım Tattik ile.Tattik abartısız okulun en yakışıklı herifiydi.(Göt kalkıklığım olarak söyleyebilirim,ben hep okulun en iyilerini aldım ama ne yapayım şansım göt gibi,hastayım lan!)
Tattikle baktım işler ileriye doğru gidiyor,öpüşme arifesi yaklaşıyor.Hastalığımı söyledim.Terk ederse baştan etsin diye,ya da önlemini alsın aşı filan.Neyse...
Önceden HBV si varmış onunda ama geçmiş bağışıklığı tam!
Hal böyle olunca aramızdaki duvarları kaldırdık.Gelsin öpüklemeler,yiyiklemeler filan....

Demet ve arkadaşları bana mutluluk hak değilmiş gibi köşeden köşeden sinsice bakıyorlardı.Umursamadım,tesellim oldu Tattikle ilişkim.

Vize zamanı at gibi not toplamaya koşturduğum zamanlarda Tattikle Demetin tartıştığını gördüm koridorda.Bildiğim kadarıyla tanışmıyorlardı bile ama Konya adamın psikolojisinin amına koyar.Hele de vize,final zamanları herkes burnundan soluyordur.Yanlarına koşar adımlarla gittim bağırmalarını susturmak için.
Yanlarına varır varmaz ikisi de sustu ve Tattik elimden tutup beni götürmeye çalıştı o ortamdan.Bense Demete gülümseyip ''Özür dilerim Demo,sonra konuşuruz''dedim.
Tattik o dakika elimi bırakıp ''Sen mal mısın,mal taklitcisi mi''dedi.Ne olduğunu anlamadığımdan bön bön yüzüne batım Tattiğin.(Sanırım malım)
-Kız gelmiş senin hasta olduğunu,milleti tuzağa çektiğini söylüyor.Sen ondan özür mi diliyorsun PK!!
Beynimden vurulmuşa döndüm.Aklım durdu yemin ederim o dakika.Demete baktım ve kendimi tutamayarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Demet koridorda bağırdı
-Plaza sende hiç utanma yok mu,timsah gözyaşlarınla insanları hasta ediyorsun.Hiç mi insanlık kalmadı Kızıl Şeytan!
Hala bu laf kulaklarımda çınlar Kızıl şeytan.Ne ağır bir küfür be bu,neyse...

Ben o senenin vizelerine giremedim,İstanbula döndüm apar topar.Tattiğin telefonlarına cevap vermedim.Okulu bırakmak istedim ama annem ölüsünü görmemi söyleyince sike sike döndüm cenabet okula.Finallere de bir şey yapamadım vize notum olmayınca.Tüm dönemin derslerinden kaldım.Yani dönemim battı neyse...

Tattikle barıştım çok ısrar ettiğinden.Aslında yemin etmiştim ömrü billah kimseyle çıkmam artık diye ama Tattik zaten hastalığa bağışıklıydı,istisna gördüm onu (: Çıkmak istiyorum ya her şeyi rajona uygun yapıyorum neyse...

Tattikle baya bir çıktık biz.Okulu onunla bitirdim yani düşün. Demetse hep sinsi sinsi izledi bizi,umursamadım hiç.
İstanbula dönüp işe girdiğim sıralar Demet faceden ulaştı bana.Aslında direkt engelleyecektim ama 2.kelimesi yüzünden elim varmadı engellemeye.
=>Merhaba PLaza kaşarı,ben aids'im.
Beynimde karıncalanmalar olduğunu hissediyorum o dakikalarda.Şok yaşadım ama inanamadım ya böyle bir şey olduğuna.''Sen ciddi misin''yazdım.o sadece''Evet''yazdı.Nasıl ya ,böyle bir şey nasıl olabilirdi ki,im-kan-sız-dı!

İstanbulda olduğunu,cerrahpaşaya gitmek zorunda olduğunu filan söyledi.Yanında olmamı rica etti.Hiç düşünmeden kabul ettim.
Birlikte Cerrahpaşaya gittik.Yığın gibi bir kalabalık vardı ve bir adam elindeki listeden isimler okuyordu.İsmi okunan kağıdını alıp,bakıp oradan ayrılıyordu.Neyse...
İsimler okundu,okundu.Oradakiler ayrıldı,ayrıldı...Sadece biz kaldık.İsim okuyan bıyıklı bey isminiz dedi.Demet diye cevap verince siz içeriden alacaksınız sonucunuzu diye adam koridoru işaret etti.

O saniye benim bacaklarımdaki titreme İstanbulda beklenen depremden daha sarsıntılıdır eminim.Demet benim yanımda çok daha rahattı.Elimden tuttu ve dudağını hafifçe büzerek''sen de gel''dedi.Yanında doktorun yanına giremedim ama çıktığında ağlıyordu ve omzumu ona verebildim.Dayanamadım bende ağladım.
bilinmeyen hastalıklar ağlatır.Hele o ilk gün sancısını ben çok iyi bilirim.''acaba ölecek miyim,daha çok gencim''ruh haline bürünüşü. Sevdikleriniz siz öldükten sonra feryat eder ya ''daha o çok gençti''diye.İşte bu cümleyi siz kendinize kurar ''ölüm bana hiç yakışmıyor ki,daha yaşamam lazım''diye ağlıyorsunuz kendinize.

Doktor ikinci bir kez daha test istemiş ama sonuç pozitif.Ağlaya ağlaya labratuara girdiğimizde hemşire ikinci mi diye sordu.Demet ''evet''dedi. Hemşire belki 10 kat eldiven takınca dayanamadım''bence sen çok malsın be hemşire kadın,aids bir kolu tutup kan almakla geçmez be''dedim.''Sen çok biliyorsun''dedi hemşire.

Sustum.Kanını verdi Demet ve kapı önünde birer sigara yaktık.
-Ne olaca şimdi Plaza Kaşarı,ölecek miyim
-Yok ,ölümsüzsün.Aids olmasan sonsuza kadar yaşayacak mıydın Demet.Seni temin ederim öleceksin yani.
-Sen her zaman çok tatlıydın be PK.Hastalığımda o yüzden ilk seni aradım.
-Sende  bir kere tatlı ol Demet.Beni aradın çünkü ben Hepatit'im.Ben ikinci sınıf insan gibi bir şeyim gözünde.Bu hastalığı Plaza bilse bir şey olmaz diye düşündün.
...