2 Eylül 2014 Salı

29 comments

Anne be!

Selam bıngıldağanı beynine dayandığı için saçını bile toplamaya kıyamadığım okuyucu
Özlemişsindir seeen

Bu aralar anneliğimi annemin anneliğiyle çatıştırarak geçiriyorum.Ne zormuş bir anne olup annemle uğraşmak yahu.30 yılın evladıyım,annemle bu kadar çatıştığımı bilmem.
Konuyu merak edersin şimdi sen okuyucu;
Ne olabilir ki !! ''Annelik''

36 derece sıcakta İdile uzun kollu giydirdiğini görerek ,sabırlar çekip,bildiğim tüm duaları rahatlamak için okuyarak soyuyorum kıızmı.Arkamı dönüp başka bir iş yaptığımda hooop ,İdil gene eski mo tarzında.
Anneme uygun dille anlatmaya çalıştığımda bana verdiği cevap :''Ben ikinizi de büyüttüm kardeşinle,bak aygır gibisiniz maşallah.Bana mı anneliği öğreteceksin sen!''.

Yahu sanki milyar tane çocuk büyüttü meret,dersin fabrikasyon.Bana maal okuyor.Yahu hepi topu iki kardeşiz,üstümüzde olmayan hastalık yok.Kardeşimde bronşitten kurtulamadı bu yaşına kadar.Ben desen astım,faranjit gibi hastalıkları geçtim.Kendisinden genetiğe dayalkı varis de var.
Ne kulak ağrımız bitti çocukluğumdan beri,ne öksürüğümüz.Tabi anneme bunları söyleyemiyorum.Çünkü biz cidden hassa çocuklardık.Annem kendi kafasınca 10 numara 5 yıldız bakardı bize.

Mesela eskiden elektirik faturamız çok gelmesin diye çalı süpürgesiyle süpürürdü evi.Yıl 1900ler ama dikkat! Kardeşimle el kızartmaca oynarken annem bizi bir o çekyata oturutur,bir diğerine geçirir hatta biz üstündeyken çekyatı çeker adını arkasını bir temiz çamaşır suyuyla silerdi.Maksadı bizi miktoplardan korumaktı ama her temizlik yapışında kardeşim ve ben ateşler içinde yatardık.Annem kendisine kızarak ceryan yaptırıp yaptırmadığını kafasında ölçerken ,ben ceryan yaptırmadın anne derdim.
Çünkü ben ceryan yaptırmayı ,birinin götüne kablo sokup,çalıştırmak sanıyordum.Mahallemdeki ablalar öyle öğretmişti.

Annem sirkeli suya bandırıp bandırıp eskimiş donunu alnımıza bastırırdı.Evvet okuyucu,annem biz hastalandığında kullanılmış ve artık kullanılmayacak durumda olan donunu kullanırdı.
Yıllar sonra kardeşimin toza karşı alerjisi çıktığında annem bana neden adile naşit gibi big big güldüğümü sordu.Benim  çamaşır suyunun kokusuna karşı alerjim çıktığında ise Erol Taş gibi neden kötü adam kahkası atıyorsun  pezevenk diye ense kökünün yakın noktasına şaplağı vurdu.
Yani annem hijyenik ve antialerjik olacağız diye bizi hastalığın dibine dibine vuruyordu.İyi niyetinin kurbanı...

Unutmadım hani o günleri ama annem sonuçta be,kurban olunmaz mı ona!?

Az önce İdili uyutup bilgisayarımın başına geçtiğimde çatur çutur bulaşıkları koyarken annemle aramızdaki muhabbet şöyleydi.
-Anne İdil uyuyor.
-uyansın Plaza ,daha uyku zamanı gelmedi
-Anne kafayı mı sıyırdın sen,çocuk uyuyor uyandırmasana
-Saat 10 olmadı ama
-Olmasın anne
-Sen çok biliyorsun Plaza....

Yahu...ÖFFFF ÖFF!

Doktor 6 aydan önce bebeğe su bile vermeyin derken annemin kahkahalarına koşuyorum.Elindeki karpuzu İdile yedirerek gülüyor.
-Anne doktor 6 ay sadece anne sütü dedi
-Halt etmiş o
-Anne lütfen yaaa
-Hahaaha Plaza buun ağız şapırtısı aynı baban
-Anneeeeeeee
-Tamam be tamam.2 tane yedi zaten ayıboğan
-Anne oha yaa
-Ben mi yedim kıızm,İdile söyle.

İşte böyle okuyucu...İdile söyledim,bir daha aneannesinden bir şey yemeyecek.
Anladı onu 5 aylık bebek.
Öpüklerim.