20 Eylül 2014 Cumartesi

36 comments

Allahım yalvarırım yeter ya!

Selam göz yaşımı buharlaştırıp tuzunu ayırmayı denediğim okuyucu

Bildiğin ciğerim yanıyor...

Hürriyet Emlaktan Ahmet Y..... isimli ev sahibi görünen şerefsizi aramamla başladı her şey.Evet anladığın üzere bir kazıklanma hikayesidir bu. Fulyada bulduğum evi çok beğendim ve tutmak için uçtum resmen.Çünkü 1000 liraydı ve Fulyaya göre acayip ucuzdu!

Adamın meşgul telefonlarını kırarak ulaştım ve bu eve açlığımı gösterdim resmen.adam benden kapora istedi.Evi görmeden,evin varlığından bile habersizce sadece resimlere aldanarak kapora olur mu hiç? Olmamalı ama ümit dünyası işte. Adama ne kadar istiyorsun kapora dediğimde adam bana ''abla temsili bir şey olsun,mevzu bahis para değil''dedi. ''Maksat isim koymak''Elbette diyerek 100 lira yolladım. Nasılsa temsili sikerim diyerek. Bir de annemler nasılsa kalanını görünce vereceksin fazla yollama sakın diye tembihledi,neyse...

Adamı arayıp parayı yatırdığımı söylediğimde :
-Ne kadar yatırdın
-100 lira
-Abla 100 lira kaporamı olur sen 200 daha at
-Nasılsa hafta sonu hepsini vereceğim,ha 100 atmışım ha 500 ne farkeder ki
-Abla ben sizin caymayacağınızı bilemem ki 100 lira ne yahu ,sadece bir yemek parası
-Beyfendi kocama veriyorum bir dakika

Kocişten çıkan sesler:
-Ne demek paran mı yok 200 lira beyfendi,elbette var ama neden size güveneyim.Hem sizin için bu paralar önemsizse siz neden istiyorsunuz
-Kusura bakmayın ,daha fazla yollayamam .O kadar.

Telefon kapandıktan sonra adamı tekrar arayıp yolladığım parayı istedim.Aman abla 100 liranın nesini istiyorsun dedi bana.Senin gibi bir godoşu doyuracağıma gider bir çocuğun okul masrafına yardım ederim puşt demedim tabi. Çünkü bu para alın teri beyfendi dedim. Anlayana anlamlı tabi bu laf.

Annem dedi ki ''Dur bir de babana aratalım şu götleği.Bakalım ondan da para isteyecek mi.İsterse bil ki milleti söğüşlüyor.''
Tamam dedik ,arattık babamı.

Babama ev kirasını 800 liraya indirmiş ve babam bize dönüş yaptığında bildiğin uçuyordu.
-1000 liraya kira mı olur oğlum dedim ,bana 800 yaptı hatun.
-Eee kapora istedi mi
-İstedi tabi,sen evini göstermeden nasıl kapora istersin koçum dedim.Yoksa bizim saftiirikler para mı yatırdı!!!
-Yok be,bunlara da yatır demişte ,şüphelendik.Eee ne dedi başka
-Beni cumartesi 8 de bekliyor.


Bugün sabah paramı atacaktı hesapta orospu çocuğu.Atmadı!
100 liralık insan değilim ama nasıl çarptırıldım ya bir de neden beeeeeeeeeeeeeen!!

Adama ulaşmak istediğimde paso teelefonları meşguldü.allah bilir kaç kişiyi daha çarptı gavurun dölü.En sonunda ulaştığımda seni savcılığa vereceğim dedim.Ne dese beğenirsin?

''Güle güle''

E be adam bu da bana akıl parası olur ama Allahta senin belanı verir umarım.

Son bir ümit babama cumartesi dediydi ya hani! Yani günlerden bugün...
Adamın teefonu kapalı. Orospu çoculuğunun dik alası.

Mesleğin ne?
Sitelere uygun kiralık ilanı verip bir kaç kerkenizi düşürüyorum ağıma demiyorsa neyim.Öf adam beni enayi yerine koydun ya,sikin taşağın donsun emin.İşlevsiz kalsın her hücren.Puşt.
Kanını içsem soğumam hani.
Bu adam bende uyuşukluk yaptı diye kocişime bir şey anlatırken bilgisayarıma sodanın yarısını döktüm.Daha doğrusu bir baktım sodam hafiflemiş ama yer ıslak değil.Bilgisayarımı açmaya çalıştığımda kontak yapınca dank etti sodanın bilgisayar çindeki varlığı.

Neyse canım saolsun.

Her şey o orospu çocuğu yüzünden ama.
Saygılar.

Not:Bana enayi deme !


12 Eylül 2014 Cuma

25 comments

Kendimce Yaz'a Veda

Selam  iğnesinin pasına tetenoz  ilacı sürdüğüm okuyucu
Özlemişsindir beni

Bugünlerim öylesine yoğun ve acımasız geçiyor ki.Ne kimseyi okuyabiliyorum ne kimseden okunmayı bekleyecek kadar onurluyum inan. Çünkü ben ruhsal bir detokstayım diye bir yalan sıksam yermisin? Yemezsin.Ben yalan söyleyemem ya,detoks metoks değil.Bok gibi bir ruh hali içerisindeyim anla beni yaa.

Yılların yılı Plazalarda sürtmüş kaşarınız şu dört duvarda kendine olan saygısına osbir çekmekte.Ben hangi ara kendime acımasızca bunu yaptım yahu?Hangi ara kendimi türk kadını sendromuna sokupta bıyıkları,kaşları bıraktım.Hangi ara götümün 10.gezegeni oluşturacak kadar büyüdüğünü görmezden gelip aynalara küstüm.Hangi ara belimdeki yağ kütlesini ekvatorum saydım.Ne ara?!

Ben kendime nasıl bu kadar kıymış olabilirim. Düşündüm de tam 2 haftadır dışarıya çıkmıyorum.Alışveriş merkezine gittim gerçi,ruhsal bunalımım geçecekmişcesine 2milyarlık alışveriş yaptım.Gereksiz olan her türlü ıvır zıvırı alıp eve döndüğümde tuvalete kapanıp ağladım.

Canım kocam ,hepsi de çok güzel ama ağlama dedi.Sustum.

artık bu evden bir şeyler yazmayacağım diye kendime söz vermiştim ama dayanamıyorum.Balkonumda akrep gördüm okuyucu.Ya inanmazsın belki ama inandığım tüm değerler üstüne yemin ederim ki gerçek bu. Ne işi var 4.katta akrebin.Ne işi?! Şansımı hagi ara bahtsız bedevilere siktirdim ben !

Taşınıp gitmek istiyorum şu amına qoduğumun çapsız yerinden.Yeter artık bu kadar medeniyetsizlik diyorum ama.Medeni olan yerlerin ev kiralarını gördün mü.Allah şu ev sahiplerine azıcık vicdan nasip etsin ya da bu duruma bir çözüm bulunsun yahu. Kiralık ev fiyatları bodrum katta bile 850den başlıyor.Lan oğlum bu kira bedeli bir kişinin asgari ücreti lan! Bu fiyata bulduğun evde giriş katı.Kendin hesap et okuyucu.İnsanlar bu kadar zengin mi?Ya da açlık sınırına ne kadar az kaldı bu memlekette yahu?

Bu millet ne yiyo,ne içiyo,nasıl yaşıyo anlamış değilim.Annem sen havaisin diyo.Belkide öyleyim ,hadi ben öyleyim o zaman neden sagari ücret 850 Tl!?

Neyse işte 1500 tlyi gözden çıkardık okuyucu.Fulya gibi bir yere taşınacağız.şişli -fulya,hani şu medeni olan.Kocamın maaşının yarısını ev kirasına ödeyeceğiz.Ne yapalım? Bende çalışacağım işte.Belki o zaman azıcık daha rahat şartlar sağlanabilir.Yoksa çok zor durum. Yani Allaha şükür bedbah değiliz ama ne bilim işte yaa.

Öylesine bir yazı işte bu okuduğun.Bu aralar beynimde neden bir şey yapmıyorsun pis kaşar diye söylenen iç sesime karşılık rahatlama olanağı buldum.Bu arada İdil 6.ayına basıyor.ellerinizden öpükler ve diş çıkarıyor.Sanki bana çıkaracak o dişi.O nasıl bir afra tafradır bacı yaa.Neyse bu defalık sıkıcı,boktan,püsürükten bir yazı oldu.

İçimden öyle geldi.
Öpüklerim.

Not:Bana şans dile okuyucum Fulyadan cici bir ev bulalım <3 Bir de ben senin kalbine güveniom ,dua etsen ya bana <3

7 Eylül 2014 Pazar

20 comments

Beni dürtme

Selam kilidine çilingir edasıyla gülümsediğim okuyucu
Beni özledin di mi ;)

Günlerdir adresimi açıp bir şerler yazsam mı diyip,sonra sizin yazdıklarınıza dalıp gidip,yorum yazsam mı diyip ondan da vazgeçip...göz egzersizi yaptım bol bol civanım.
Nasılsın Plaza dersen ,buralar hep aynıııı hep aynı.

Bugünün aksiyonuna geçelim istersen.Aslında farklı bir günde uyanmadık eşimle.Aleynanın kafası bizim yatak tarafındaki duvar gümbür gümbür gümbürlüyordu. Kızcağız öyle bir bağırıp,feryat ediyordu ki annesine,artık tamam dedi eşim.

Çekti bakstırın üstüne mor eşofmanı,çaldı karşı komşunun kapısını.Bilirsin aramız iyi değil.Bilirsin aramız iyi olmamalı karşıdaki kültür mantarıyla.Ama gene bilirsin ki birinin ölümünü izlemek gibi bir şey bu sesler.
Ben ne kadar gitme dediysem de eşime dinletemedim.Sanane dedim hatta bir ara kendimi olayın rehavetine kaptırıp beni terkediyormuşcasına kalçasına yapışıp dizlerimle sürüklendim.

Durdu aygırcık.
-Ne yapıyorsun
O saniye sadece karşı komşuya gideceğini idrak ettim sanırım ama gene de bastırmaktı maksadım ve ''kültürsüz insanlarla muhatap olmanı engellemeye çalışıyorum''dedim.Nasıl,iyi demiş miyim?
''Yazık değil mi o kıza PK''dediğinde azıcık utandım ama ''elbette yazık ama ''diyip tıkandım.Ama o onun annesi diyemedim.Annelik dayak mıdır okuyucu?Terbiye anlayışı nedir? Eğitim böyle bir şey midir?
Neyse.
Otur Aristotales dedim içimdeki yaşlı filozofa.Saldırım aygırı yabana.

İnsanların başına ne gelirse ya meraktan ya y....n gelirmiş <3 Severek y...., merağımaysa tapıyorum işte.Anlayacağın kapının önüne pustum,dinledim ne konuşacaklar diye.
Kapıyı ısrarla çalan aygırdan utanacak olacaklar ki baya bir geç açıldı kapı.Tabi o zamana kadar ben Aleyna öldü mü acaba,kocamı da alıp öldürü mü acaba,ya kapıyı açar açmaz bir şiş okarsa diye 50 senaryo yazdım ki komşu açtı kapıyı.
Kendi kendime hayal kırıklığı yaşadım karşıdaki pigmeyi görünce.Kadın neredeyse fayansla aynı seviye de ,nasıl şişler lan benim yiğidimi.zıplasa ayakparmağı kıllarına tutunur en fazla.Neyse.

Aygır: Kusura bakmayın,çok fazla sesiniz çıkıyor komşu Abla! Kızınızı öldürmeden bakmak istedim
Arkadan bağıran aleyna -Aygır abiiii,kurtar beniiiii

Kapıyı pustuğum yerden sonuna kadar açıp
-Ay aşkım kızı bağlamış galiba,baksana kurtar diyo koş.
Kapıyı ittirip içeri giren kocamın ardından giden komşu pigme,ay o benim kızım farkında mısın.Bu yaptığın haneye tecavüz!
((Ulan hanene tecavüz etse bile birisi tadını çıkar bence,seni kimse şey etmez yoksa bu kılıkla neyse ))
-Sizin yaptığınızda insan hakkına tecavüz.Yıl olmuş 2014 hala banyoya kilitliyorsunuz hı.Aman Allahım Aleyna!!!

Aleyna koşarak bize geldiğinde kaşı açılmış,gözleri morarmış,kolları morarmıştı.Ben kapının ardına gizli gizli pusaraım diye beklerken Aleyna kapıyı öyle bir kaçıp içeri daldı ki ben kapının ardındaki duvara yapıştım.Kapıda burnumu dağıttı,kanamaya başladı foş foş.
Bir şey olmamış gibi kapıyı kapayarak gülümsemeyi deneyerek kanayan burnuma anlam verememiş gibi tıkayarak Aleynaya doğru yürüdüm.Kızcağızın gözleri beni ararken kapı arkasından çıkmam onu bariz bir hayal kırıklığına uğratmış gibiydi.Hani sende mi brütus bakışı vardır ya ha onlardan birini yedim işte.

Bayrampaşada oturmanın verdiği rahatlıkla
-Neden yedin bu sopayı Aleyna cıks cıks yaaa.
-Emre abim beni dürttü diye
-Aman sanki bana dağ başında bir yerde yaşıyoruz aliş yahu.Bir belediye otobüsünde bile kaç defa dürtülüyoruz yani.
-Yok ya PK abla.Facebookta dürttü diye
-Ne diyorsun sennnn!!!!

O kaşın gözün yer değiştirmesinin sebebinin bu olduğunu bizim aygıra ben anlatamadım gülme krizinden.Aleynaysa ağlama krizindeydi.Ben orospu değilim diye . Aygır durumu anlayınca komşuyu çağırdı.Pigme komşu gelmem melmem dedi ama ikilemeden geldi.
-Abi dediğin adam seni nasıl dürter orospu
-Anne valla öyle dürtme değil,o benim hala abim
-Sus sen orospu,mezar taşına dürttüğün abinin adını da yazdırayım mı.Ah ben bugünleri mi görecektim.İstanbula dürtüklü kız mı yetiştirdim.
Anne öyle değil
-Nasıl orospu!

Ben hala gülme krizindeyim.
Vakit akşam tamam.
Nasıl yaa! Onca dayağı! Nasıl yaa!?

Öpüklerim.

5 Eylül 2014 Cuma

26 comments

Çamaşır suyuyla dağılan kaş göz yalanı

Selam gözbebeğini fütursuzca benimle buluşturan okuyucum
Özlemediysen de eyvallah.

Ev sahibinin annesi ölmüştü 10 gün önce.Taziyeye gitmeleri hiç sevmem,acı dolu evler gelir bana.Ama gitmezsem de olmaz hani.Yüzyüze bakıyoruz,onlar nereden bilsinler benim sokulmuş mantığımı.
Dün akşam İdili anneme bırakıp,elimde bir tabak ev kekiyle gittim ev sahibinin kapısına.

Gülümseyerek kapıyı açan kadın
-Hasta değil annemiz Plaza,öldü ''dedi
-Biliyorum,onun için gelmiştim ben de yahu
-Hı keki görünce bende yanlış anlaşılma var sandım.
-Kek getirilmiyor mu ölü evine?

Kısa bir gülümseme ardından kadının dişlerinin arasından dökülenler
-Ne o öyle ölümünü kutlar gibi .Pastalar,börekler.

Beynimden aşağı dökülen kaynar suların sahibiydi bu iki kelime. Ben İdilin doğumunu bile kutlayan biri değilim ki ,ölümü neden kutlayayım.Kira zamanından kira zamanına gördüğüm ev sahibinin anası bu.Kadını görmüşlüğüm bile yok hani. 94 yaşında olduğundan ve şu an oturduğumuz evi mühendissiz ,mütahitsiz kocasıyla yaptığından başka enformasyona sahip değilim hakkında.

((Evet okuyucu,oturduğum ev 50 yıllık bir bina ve ölen kadın yapmış.Bunu nasıl öğrendim biliyor musun?ev sahibinin kızından. Yatak odamın perdelerinin biri uzun biri kısa duruyor takınca.Önce terzinin günahını alıp perdeyi söktüm,ölçtüm.Sonra ev ahibinin kızına laf arasında söylemiştim şu şekilde:
-50 yıl öncenin mühendisleri,mütahitleri amma dangalakmış yahu.Benim arka odanın tavanı yamuk.
-Ne mühendisi,ne mütahiti abla.Bu evi babanemle dedem yapmış.
-Hadi yaa,onlarmıymış mühendis ,müthait filan.
-Yoooo !!!Yapmışlar işte.Buna da şükür.
Anlayacağın okuyucu bu ev tesadüfen ayakta duruyor,biz de tasdüfi yaşayanlarız neyse konu dağılmasın))

ev sahibinin evinin kalabalıklığından yüzünü yarım yamalak tanıdığım alt komşumun karşısına oturuyorum.diyeceksin ki Plaza neden yarım yamalak tanıdın,beyinsiz bir kaşar mısın.
Estafurullah.
Kadının kaşıyla gözü,ağzıyla alnı yer değiştirmiş olduğundan evrim geçirmiş pozisyonda oturuyordu karşımda.
Ölü evinde televizyon açık ve gayet goy goy muhabbet dönerken(hiçte öyle beklemiyordum oysa) alt komşuma biraz üzülerek ve o lanet çenemi tutamayarak sordum.

-Bu hal ne yahu,öff canın çok yanıyor mu ((Her gün kocasının dövdüğünü söylememe gerek yoktur herhalde.Durmadan söylüyorum zaten kocasının avizeyi beğenmeyip karısını tavanına monte etme çabalarını))
-Yoook canım yanmıyor Plaza'm.Çamaşır suyu çarptı.!
-efendim?!
-Çamaşır suyu çarptı ,o yüzden böyleyim işte.
((Aklım diyor ki acaba kocasına çamaşır suyu lakabını mı taktı dilimin efendim dediğine ne bakarsın))
-efendim.
-Plaza kulaklarını yıkattır gülüm sen.Sizin evde kimse konuşmaya konuşmaya kulakların pas tutmuş anlaşılan.Çamaşır suyu çarptı diyom.Hatta geçen gün porçözle çamaşır suyunu karıştıran bir kadın öldüydü ya
-Ayy yazık,ölmüş mü.O kadar da diyorlar bir arada kullanmayın diye.Eee sonuçta çamaşır suyuyla senin bu halinin alakası ne.Hala onu bağlayamadım ben.
-Sadece çamaşır suyunu kullanınca böyle oldum.

Cenaze evindeki kahkaha benimdi okuyucu.

Sen sen ol çamaşır suyundan uzak dur.
Öpüklerim.

4 Eylül 2014 Perşembe

9 comments

Aile Bağı Gerçeğim ..

Selam kokusunu sevdiğimden kafama kına yapıp yaktığım,sonra da ne kezbancaymış lan diye pişman olup çıkaramadığım okuyucum ;
Aşklarım özlemiştir dedim ve geldim



Aile bağı herkesin bildiği gibi en güçlü bağ değildir bazen.Ben bunu nereden mi biliyorum? Salak olmayan bir çok insanın çözebileceği bir şey ama benim örneğim anneannem.
Hayvanları seven insanları da sever diyenlere koca bir kazık sokmak istiyorum.Milleti böyle kandırmayın be! Zayıflama ilaçlarındaki reklamlarının ,o ilaçları kullandığını düşündürdüğünüz kadınlar kadar ya da seks hatları reklamlarındaki süper model beklentileri kadar ucubece bir yanılgı bu. Anneannemin 6 çocuğu ve hayvanları var mesela.
Beyaz kedisi pamuğu dudağından öperken gören annemi izledim..Ailenin bir ferdi gibi evin içinde dolaşan anneannem hiçbir çocuğuna o kadar anlayışlı davranmamıştır bence.’Bırakın hayvanı,karışmayın bir taneme’diyen hayvana nefret tüm evlatlar tarafından giderek büyüdü.Süt sağıldığında ilk iş o kedinin kabının yıkanması ve sütün tadına ilk o kedinin karar vermesiydi mesela.Süt nedir ki diyeceksin! O kadar basit bir şey olsa babam köy kaymağını özledi diye izinsiz aldığında evden kovulmazdı.Bir kaymak yüzünden 7 yıl boyunca il sınırına giremedi,düşünsene! Annem öfkesini tutamadı en sonunda kediye karşı,uçan tekme savurduğuna tanık oldum.Ağzım döşüme düşmüş vaziyette ‘’aman tanrım’’dedirtti.Annem cidden iyi yürekli bir kadın çünkü karıncaları bile ezmemek için yolda zıplayarak yürür ama içine nasıl bir kıskançlık kaçtıysa artık jackie chan’ın kendisinden ders alabileceği forma kavuşmuştu.
Pamuk onurlu bir hayvan çıkıp evi terketti ya da börgüne aldığı tekme darbesiyle iç kanama geçirip bir yerlerde ölüp gitti.bu sorunun cevabını hala bilmiyorum ama eve dönmedi. Anneannem gecelerce günlerce kapının önünde ‘’pambuk kızım’’diye beklediyse de ne bir pati sesi duyuldu,ne de beyaz tüy yumağına benzer bir şey o kapıda göründü.Fareler hiç o kadar neşeli olmamıştı,farelerle dans eden bir anneye sahip olmak mı? Onun garipliğiyle bırakın beni.
Bir diğer sevgi lülüye idi.Lülü beyaz ,tipsiz ,götünde yapışık bokuyla gezen bir horoz.Çok ciddi ve asli bir görevi var,evdeki tüm tavukları becermesi.horozun kabadayılığından geçilmiyor yeminle götünü öyle fena kaldırmışlar ki beni bile kovaladı.Yok yani ,beni evin delisi görürler ya hesapta;bana bile diklendi demek istiyorum.Gördüğü aslan parçası muamelesinin sonucu olarak bunu da normal karşılayarak elime sopayı alıp ‘’sen misin yiğit ben mi’’diyerek düştüm peşine.Bahçenin yarısında anneannemle karşılaştık.’’Senin gücün ona mı yetiyor be deyyuzun dölü’’diyerek bu defada o düştü peşime.eline geçirse hırma hış edecek,kadının gözünü kan bürümüş bildiğin.Korkudan çıktığım ağacın tepesinden hava kararıncaya kadar inemedim.
Ertesi gün,kahvaltıdan sonraki çay arasında anneannem bana nispet yaparcasına ‘’Yiğidim,aslanım,evimin erkeği,kapı dierği’’gibi lafları horozun ibişini severken dayımın bakışlarına denk geldim. O horozun yerinde olmak için dünyayı yakabilirdi eminim.Anneannem dayımın kafasını hiç okşamamıştır,çocukluğunu bilmiyorum ama o zamanda paso dövüyormuş zaten.Öyle fesat,öyle delici bakışlardı ki.Eh hayatı boyunca annesi tarafından duymadı,nasip olmadı garibime ne etsin?anneannem durup dururken beni kovalamaya başladığında ,iç güdüsel olarak kaçtım.Ne yaptığımı söylemiyor,sadece at gibi arkamdan koşuyordu.Asmalara kadar kaçıp saklandığım.Korkudan büzüşmüş uyuyakalmışım oracıkta.Kardeşim bulduğunda bir yandan gülüyor diğer yandan bana ‘’Lülünün kıçındaki tüyleri sen mi kestin’’ diye soruyordu.Cidden kesmemiştim,anneannemin kovalama sebebini de o noktada öğrendim.Boşuna kovalıyormuş beni,yapmadım ki!
Eve döndüğümde herkes alttan alta gülüyordu.Lülüye gidip baktım,ne erkeklik kalmış ne karizma.Meğer tüm sır o kıçındaki tüylerdeymiş ya! Tavuğa dönmüş bildiğin,hadım olmuş.Lülü hiçbir zaman eski günlerindeki gibi böbürlenerek gezemedi civarda.Ben anneannemden gizlenip civarı izlerken dayımın horozu izlediğine denk geldim.Onun o tüyleri kestiğiniyse izlerken aldığı zevkten anladım.
Bir de Fırtınamız var ki dillere destandır bu inek. Memeleri her gün vazelinle yumuşatılır,kıçına yapışan pislikler yumuşak fırçayla temizlenir,ahırı sabah-öğle-akşam temiz mi diye kontrol edilir.Sabah 5de sürüye katılım saati vardır ineğin,ister inan ister inanma köydeki yatma kalkma saatleri buna endekslidir. Yani o çıkıp otlayınca biz gözümüzden uyku aka aka,ayakta rüyanın kalanına devam ederken kahvaltı yapmak zorunda kalırız.
Uykuya düşkün teyzem sigarasını arka arka yakarken (inekler dönmeden evin temizlenme görevi zamanı yani) bana ‘annem şu inekler kadar bizi sevmiyor abla’demişti. Üzgün bir havayla söylediğinden kendimi parçarcasına gülemiyordum ama gerçek buydu.Evde varız 10-12 kişi,yatıyoruz inek gelme saatinde kalkıyoruz ineğin gitme saatinde ama ne yapacaksın işte.
Anneannem bizim hiçbir özel günümüzde yanımızda olmadı.Yok yani bunu beklemiyorum cidden ,haddime de değil. Daha bir gün evimizi aramışlığını bilmem.Annem evlatlığından ötürü arayıp yaranmaya çalışıyor paso.İyi evlat olmak için elinden geleni ardına koymuyor.Yalnız annem mi kalan 5i de aynı.Anneanneme yaranmak için 9 takla atıyorlar. Ama ne oluyor? Yiğit aslan bir horoz,memelerine kurban olunan bir inek,gözden sakınılan bir kedi kadar olamıyorlar.
3 gündür aynı rüyayı görüyorum ister inan ister inanma.Anneannemin arkasında Lülü,pamuk ve fırtına ,benim ardımda Bergüzar çiçekli bir yolda yürüyoruz. Boklu lülü Bergüzarın üstüne atlayıp onu becermeye çalışıyor.Lülüye bir tekme çakmamla anneannem üstüme atlayıp beni boğmaya çalışıyor ve ben kan ter içinde uyanıyorum.

Rüyamda boklu Lülü ve anneannem varsa kesin başıma bir şey gelecek.Belki de gelmiştir,belki ben çocuklarına sevgi göstermeyip bu sevgiyi hayvanlarıyla yaşayan anneannemeden genetik kod geçmiştir.Hayırlara inşallah..

2 Eylül 2014 Salı

29 comments

Anne be!

Selam bıngıldağanı beynine dayandığı için saçını bile toplamaya kıyamadığım okuyucu
Özlemişsindir seeen

Bu aralar anneliğimi annemin anneliğiyle çatıştırarak geçiriyorum.Ne zormuş bir anne olup annemle uğraşmak yahu.30 yılın evladıyım,annemle bu kadar çatıştığımı bilmem.
Konuyu merak edersin şimdi sen okuyucu;
Ne olabilir ki !! ''Annelik''

36 derece sıcakta İdile uzun kollu giydirdiğini görerek ,sabırlar çekip,bildiğim tüm duaları rahatlamak için okuyarak soyuyorum kıızmı.Arkamı dönüp başka bir iş yaptığımda hooop ,İdil gene eski mo tarzında.
Anneme uygun dille anlatmaya çalıştığımda bana verdiği cevap :''Ben ikinizi de büyüttüm kardeşinle,bak aygır gibisiniz maşallah.Bana mı anneliği öğreteceksin sen!''.

Yahu sanki milyar tane çocuk büyüttü meret,dersin fabrikasyon.Bana maal okuyor.Yahu hepi topu iki kardeşiz,üstümüzde olmayan hastalık yok.Kardeşimde bronşitten kurtulamadı bu yaşına kadar.Ben desen astım,faranjit gibi hastalıkları geçtim.Kendisinden genetiğe dayalkı varis de var.
Ne kulak ağrımız bitti çocukluğumdan beri,ne öksürüğümüz.Tabi anneme bunları söyleyemiyorum.Çünkü biz cidden hassa çocuklardık.Annem kendi kafasınca 10 numara 5 yıldız bakardı bize.

Mesela eskiden elektirik faturamız çok gelmesin diye çalı süpürgesiyle süpürürdü evi.Yıl 1900ler ama dikkat! Kardeşimle el kızartmaca oynarken annem bizi bir o çekyata oturutur,bir diğerine geçirir hatta biz üstündeyken çekyatı çeker adını arkasını bir temiz çamaşır suyuyla silerdi.Maksadı bizi miktoplardan korumaktı ama her temizlik yapışında kardeşim ve ben ateşler içinde yatardık.Annem kendisine kızarak ceryan yaptırıp yaptırmadığını kafasında ölçerken ,ben ceryan yaptırmadın anne derdim.
Çünkü ben ceryan yaptırmayı ,birinin götüne kablo sokup,çalıştırmak sanıyordum.Mahallemdeki ablalar öyle öğretmişti.

Annem sirkeli suya bandırıp bandırıp eskimiş donunu alnımıza bastırırdı.Evvet okuyucu,annem biz hastalandığında kullanılmış ve artık kullanılmayacak durumda olan donunu kullanırdı.
Yıllar sonra kardeşimin toza karşı alerjisi çıktığında annem bana neden adile naşit gibi big big güldüğümü sordu.Benim  çamaşır suyunun kokusuna karşı alerjim çıktığında ise Erol Taş gibi neden kötü adam kahkası atıyorsun  pezevenk diye ense kökünün yakın noktasına şaplağı vurdu.
Yani annem hijyenik ve antialerjik olacağız diye bizi hastalığın dibine dibine vuruyordu.İyi niyetinin kurbanı...

Unutmadım hani o günleri ama annem sonuçta be,kurban olunmaz mı ona!?

Az önce İdili uyutup bilgisayarımın başına geçtiğimde çatur çutur bulaşıkları koyarken annemle aramızdaki muhabbet şöyleydi.
-Anne İdil uyuyor.
-uyansın Plaza ,daha uyku zamanı gelmedi
-Anne kafayı mı sıyırdın sen,çocuk uyuyor uyandırmasana
-Saat 10 olmadı ama
-Olmasın anne
-Sen çok biliyorsun Plaza....

Yahu...ÖFFFF ÖFF!

Doktor 6 aydan önce bebeğe su bile vermeyin derken annemin kahkahalarına koşuyorum.Elindeki karpuzu İdile yedirerek gülüyor.
-Anne doktor 6 ay sadece anne sütü dedi
-Halt etmiş o
-Anne lütfen yaaa
-Hahaaha Plaza buun ağız şapırtısı aynı baban
-Anneeeeeeee
-Tamam be tamam.2 tane yedi zaten ayıboğan
-Anne oha yaa
-Ben mi yedim kıızm,İdile söyle.

İşte böyle okuyucu...İdile söyledim,bir daha aneannesinden bir şey yemeyecek.
Anladı onu 5 aylık bebek.
Öpüklerim.